Böbrek Tümörü Nedir? Tanısı ve Tedavisi Nasıl Uygulanır?

Bobrek Tumoru

Böbrek Tümörleri: Tanı, Tedavi ve Takip Süreci

Böbrek tümörleri, böbreklerde oluşan iyi huylu (benign) veya kötü huylu (malign) kitleler olarak tanımlanır. Bu tür tümörler, genellikle farklı aşamalarda ve farklı semptomlarla kendini gösterebilir. En sık karşılaşılan kötü huylu böbrek tümörü ise renal hücreli karsinom (RCC) olup, böbrek kanserlerinin yaklaşık %90’ını oluşturur. Böbrek tümörlerinin erken dönemde teşhis edilmesi ve uygun tedavi yöntemlerinin uygulanması, hastaların iyileşme şansını artırmaktadır.

Böbrek Tümörlerinin Tanısı

Böbrek tümörleri, çoğunlukla başka bir hastalık sebebiyle yapılan görüntüleme tetkikleri sırasında rastlantısal olarak tespit edilir. Ancak bazı hastalarda, tümörün belirtileri belirginleşmeye başlayabilir. Bu belirtiler arasında en yaygın olanları şunlardır:

  • İdrarda Kan (Hematüri): İdrarda kanama, böbrek tümörlerinin en sık görülen belirtisidir. Hastalar genellikle idrarlarında kırmızı veya kahverengi renk değişikliği fark ederler.
  • Yan Ağrısı: Tümörler böbreklerde büyüdükçe, genellikle yan ağrısına yol açabilir. Bu ağrı, genellikle sürekli ve künt bir karakterdedir.
  • Karın veya Böğürde Kitle Hissi: Tümörlerin büyümesiyle birlikte karın veya böğür bölgesinde bir kitle hissi oluşabilir.
  • İştahsızlık, Kilo Kaybı ve Halsizlik: Özellikle kötü huylu tümörlerde, iştah kaybı ve kilo kaybı gibi sistemik semptomlar görülebilir.
  • Yüksek Tansiyon ve Polisitemi: Yüksek tansiyon (hipertansiyon) veya polisitemi (kanda fazla hemoglobin) gibi paraneoplastik sendromlar da böbrek tümörlerinin belirtileri arasında yer alabilir.

Tanısal Yöntemler

Böbrek tümörlerinin tanısında kullanılan başlıca yöntemler şunlardır:

  1. Görüntüleme Tetkikleri
    • Ultrasonografi (USG): Böbrek tümörlerinin ilk basamak görüntüleme yöntemidir. Kistin veya solid kitlenin ayrımını yapabilen USG, genellikle hızlı ve güvenilir bir sonuç verir.
    • Bilgisayarlı Tomografi (BT): Kontrastlı BT, böbrek tümörlerinin detaylı değerlendirilmesi için altın standarttır. Tümörün boyutunu, yerini ve çevre dokulara yayılımını gösterir.
    • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Kontrast madde kullanılamayan hastalarda (örneğin, böbrek yetmezliği gibi) MR daha uygun bir seçenektir.
    • Pozitron Emisyon Tomografisi (PET-BT): Metastaz şüphesi olan hastalarda, tümörün vücutta başka bölgelere yayılıp yayılmadığını görmek için PET-BT kullanılabilir.
  2. Biyopsi
    • Çoğu böbrek tümöründe biyopsi gerekli değildir, çünkü görüntüleme yöntemleri yeterince bilgi sunar. Ancak, küçük veya şüpheli lezyonlar söz konusu olduğunda biyopsi yapılabilir.
  3. Laboratuvar Testleri
    • Tam Kan Sayımı (CBC) ve Böbrek Fonksiyon Testleri gibi testler, hastanın genel durumu hakkında bilgi verir.
    • LDH (Laktat Dehidrogenaz), kalsiyum ve alkalen fosfataz düzeyleri, özellikle hastalığın ileri evrelerinde artış gösterebilir.

Böbrek Tümörlerinin Tedavisi

Böbrek tümörlerinin tedavisi, tümörün büyüklüğü, evresi, yayılma durumu ve hastanın genel sağlık durumu gibi faktörlere göre belirlenir. Tedavi seçenekleri arasında cerrahi müdahaleler, minimal invaziv yöntemler ve sistemik tedaviler yer alır.

  1. Cerrahi Tedavi (Altın Standart) Cerrahi, böbrek tümörlerinin tedavisinde en etkili yöntem olarak kabul edilir. Cerrahi yöntemler, tümörün büyüklüğüne ve yayılımına göre seçilir:
    • Radikal Nefrektomi: Tüm böbreğin, çevresindeki yağ dokusuyla birlikte çıkarılmasıdır. Genellikle büyük (7 cm’den büyük) veya metastaz riski taşıyan tümörlerde tercih edilir. Bu operasyon, açık, laparoskopik veya robotik cerrahi yöntemlerle gerçekleştirilebilir.
    • Parsiyel Nefrektomi: Bu yöntemde sadece tümörlü böbrek kısmı çıkarılır ve geri kalan böbrek dokusu korunur. Küçük (7 cm’den küçük) tümörlerde ve tek böbreği olan hastalarda uygulanır. Bu yöntem, böbrek fonksiyonlarını korumak amacıyla tercih edilir.
  2. Minimal İnvaziv Yöntemler Bazı hastalarda cerrahiye alternatif olarak minimal invaziv yöntemler uygulanabilir:
    • Radyofrekans Ablasyon (RFA) ve Kriyoablasyon: Bu yöntemler, küçük (<4 cm) tümörlerde, cerrahi operasyonu kaldıramayacak hastalarda uygulanır. RFA, tümörün ısı ile yakılması, kriyoablasyon ise dondurarak yok edilmesi prensibine dayanır.
  3. Sistemik Tedaviler (İleri Evre / Metastatik Böbrek Kanseri) Cerrahinin mümkün olmadığı ileri evre hastalarda veya metastazlı vakalarda, sistemik tedaviler uygulanır:
    • Hedefe Yönelik Tedaviler: Tirozin kinaz inhibitörleri (TKI) gibi ilaçlar, tümörlerin büyümesini sağlayan damar oluşumlarını engellemeye yönelik tedavi sağlar.
    • İmmünoterapi: PD-1 inhibitörleri (örneğin, nivolumab, ipilimumab) gibi bağışıklık sistemi tedavileri, bağışıklık sistemini tümöre karşı daha etkili hale getirir.
    • Kemoterapi ve Radyoterapi: Geleneksel kemoterapi böbrek kanserinde genellikle etkili değildir. Ancak, kemik veya beyin metastazı olan hastalarda radyoterapi, palyatif amaçlarla kullanılabilir.

Böbrek Tümörlerinde Takip Süreci

Tedavi sonrası, hastaların düzenli aralıklarla takip edilmesi son derece önemlidir. Bu takipler, hastalığın nüks etmesini ya da metastaz yapmasını engellemek amacıyla yapılır. Takip süresi, tedaviye yanıt ve metastaz riski gibi faktörlere bağlı olarak değişir. İlk 2 yıl boyunca, hastalar 3-6 ayda bir BT/MR ve kan testleri ile değerlendirilir. Daha sonra takip sıklığı yılda bir kez yapılacak şekilde düzenlenir. Metastaz riski yüksek olan hastalarda, takip süresi uzatılabilir.

Özetle;

Böbrek tümörlerinin erken dönemde tespiti, tedavi başarısını büyük ölçüde artırır. Görüntüleme yöntemlerinin ilerlemesi sayesinde, bu tür tümörlerin çoğu başlangıç aşamasında tespit edilebilmektedir. Cerrahi tedavi, böbrek tümörlerinin tedavisinde en etkili yöntemken, ileri evre hastalarda hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler gibi yeni tedavi seçenekleri, sağkalımı önemli ölçüde artırmaktadır. Böbrek tümörlerinin tedavi süreci ve takipleri, hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek ve iyileşme şansını artırmak adına büyük önem taşımaktadır.

İÇİNDEKİLER

Önemli Yazılar