İştahsızlığın Psikolojik Nedenleri

İştahsızlığın Psikolojik Nedenleri


İŞTAHSIZLIK NEDİR?

Her yaş grubunda görülen iştahsızlık ya da iştahın kapanması, günlük yiyecek alım miktarındaki azalma ile karakterize olup aç hissetmeme durumu olarak tanımlanabilir.

İştahsızlığın hem psikolojik hem de fizyolojik sebepleri olabilir. İştahsızlığın sebebinin ortaya çıkarılması, tedavinin ilk adımıdır. İştahsızlık sonucu vücudun ihtiyacı olan vitamin ve minerallerin yeterince alınamamasının sonucunda bağışıklık sistemi zayıflar, dolayısıyla kişi kolayca hastalıklara yakalanabilir.



İŞTAHSIZLIK BELİRTİLERİ

  • Yorgunluk
  • Halsizlik
  • Kilo kaybı
  • Regl olamama
  • Cilt kuruluğu
  • Saç dökülmesi
  • Dikkat eksikliği
  • Bağışıklık sisteminde zayıflama
  • Günlük aktivitelerden keyif alamama
  • Unutkanlık
  • İsteksizlik
  • Depresif duygu durum

İştahsızlık çoğunlukla fizyolojik nedenlerden kaynaklansa da psikolojik nedenler de büyük ölçüde iştahsızlığa yol açabilir. Stres ve can sıkıntısı iştahla bağlantılıdır ve stresli durumlarda kişilerde yemek yeme alışkanlığının değişmesine yol açar. 

Vücudun hormonal dengesini düzenleyen endokrin sistemine bağlı bazı bozukluklar, iştahsızlık ile doğrudan ilişkili olabilir. Zaman zaman bulantı ve kusmaya sebep olan migren atakları sırasında da kişi yemek yemek istemeyebilir veya istese de yiyemeyebilir.

Kanser türlerinde de iştahsızlığın görülmesi mümkündür. Radyasyon ve kemoterapi alımı sonucunda kusma, yemeklerin tat ve kokularının değişmesi gibi şikayetler kanser hastalarında oldukça yaygındır ve bu gibi durumlarda da iştahsızlık oluşabilir.



GEBELERDE İŞTAHSIZLIK

İştahsızlık sanılanın aksine hamilelik sürecinde oldukça sık görülen bir durumdur. Bu dönemde fiziksel, psikolojik ve hormonal birçok değişiklik yaşandığı için kişinin iştahında da bazı değişimler olabilir.

Başta depresyon ve anksiyete olmak üzere pek çok psikolojik problem iştahı doğrudan etkiler. Özellikle depresyonda yeme alışkanlıklarının değiştiği sıkça görülür ve bu durum hamilelik sürecinde kişide iştah kaybına yol açabilir.

Hamilelik döneminde yaşanan birtakım değişimler nedeniyle anne adaylarının bu gibi problemlere daha yatkın olduğu biliniyor. Bu nedenle psikolojik sorunlar yaşadığını hisseden anne adaylarının en kısa sürede bir uzmana danışması faydalı olacaktır.

Hamilelikte stres de çoğu anne adayında alışma süreci olması nedeniyle ilk aylarda daha sık görülen bir durum olup iştahsızlığa neden olan önemli bir etkendir.



İŞTAHSIZLIK VE PSİKOLOJİ

Anksiyete ve stres halinin uzun vadede kronik psikolojik sorunlara neden olması kişiyi iştahsızlığa götüren en büyük sebeplerdendir.

Kişinin hayatında gerçekleşen beklenmedik olaylar, hastalık, bir yakınının kaybı, ayrılık, iş ve aile ortamındaki sorunlar başlıca stres kaynaklarındandır ve kişinin iştah düzeyinde azalmaya yol açabilir.

  • Depresyon

Yaşama karşı ilgisini kaybetmiş birinin iştahla yemek yemesini bekleyemeyiz. Depresyondaki kişilerde sıklıkla görülen iştah kaybı, zamanla kişinin kilo kaybetmesine neden olur ve bu durum vücudun dengesini bozarak pek çok hastalığa yol açar.

  • Stres

Mide ritmini değiştirip, iştahın azalmasına yol açan stres (bazı kişilerde tersi geçerlidir) kronik duruma geldiyse mutluluk hormonu olarak bildiğimiz dopamin seviyesinde ciddi değişimlere yol açar. Dopaminin anormal seviyeye ulaşması stresli kişinin daha az uyumasına ve daha az yemek yemesine yol açar.

  • Anoreksiya

Yeme bozukluklarından biri olan anoreksiya, yalnızca kontrolsüz kilo verme isteği sonucunda oluşmaz. Anoreksiya bazı hastalarda uzun süreli depresyonun son evresidir ve tedavi edilmezse ciddi sonuçlara yol açar.

İster kilo kaybı için olsun isterse de iştahsızlık sonucu olsun uzun süre yemek yemeyen kişilerde açlık hissi zamanla kaybolur. Vücut bu duruma adapte olur ve bunun sonucunda daha az enerji harcayarak çeşitli hastalıkların oluşumuna zemin hazırlar.



İŞTAHSIZLIĞIN PSİKOLOJİK TEDAVİSİ

Kişinin tıbbi bir duruma bağlı iştahsızlık problemi varsa ilgili hekimden aldığı tedavisine ek olarak psikolojik tedavi alması faydalı olmaktadır.

Hiçbir tıbbi duruma bağlı olmayan iştahsızlık problemlerinde psikologlar ya da psikiyatristler genellikle bilişsel davranışçı psikoterapi yöntemleriyle kişinin beslenme davranışına atfettiği bilişleri ve inançları incelemektedir.

Bu sayede kişiye uygun olan davranış hedefleri oluşturularak iştahsızlık problemi sonlandırılır. Beslenme davranışlarının pekiştirmesi, beslenmeye dair hatalı inançların yeniden yapılandırılması ve zararlı alışkanlıkların sonlandırılması için psikoterapi oldukça etkili olmaktadır.

Kişinin durumu ilk ya da ikinci görüşmede tespit edildikten sonra psikoterapinin ne kadar süreceğine dair bir plan oluşturulur.

Psikolojik iştahsızlık genellikle aileden öğrenilen bir davranış modelini içerdiği için psikoterapi süresi uzun olabilmektedir, burada kişinin psikoterapiye olan istekliliği ve değişime gönüllü oluşu belirleyici olmaktadır.