İÇİNDEKİLER
Son yıllardaki teknolojik gelişmeler, kalp ritim bozukluklarında elektrofizyoloji-ablasyon, kalp pilleri ve kardiyak defibrilatörleri kullanma olanağı sağlamıştır. Kalbin elektrik sistemini etkileyen birçok rahatsızlığın tedavisi, bu yöntemlerle gerçekleştirilebilmektedir.
ELEKTROFİZYOLOJİ VE ABLASYON
Kalpte elektrik üreten özelleşmiş hücreler ve bu elektriği kalbe yayan yollar vardır. Bu sistemde ister doğuştan ister sonradan meydana gelebilen rahatsızlıkların bir kısmı çarpıntı ile sonuçlanabilir. Artık kalbin elektrik haritası ortaya çıkarılabilmekte ve çarpıntıların kateterler yardımıyla daha etkin ve kesin tedavisi yapılabilmektedir. Bu yeni yöntemler, elektrofizyoloji ve ablasyon başlığı altında toplanmıştır.
Çarpıntı, doktorun poliklinikte en sık dinlediği şikâyetlerden biridir. Kalp atımlarının hasta tarafından hissedilmesidir. Genellikle nabız sayısının artışı ile beraberdir. Kalp dışı nedenlerden kaynaklanabildiği gibi (heyecan, anksiyete, panik atak, kansızlık, ateş, zehirli guatr vb), kalbin kendi organik rahatsızlıkları sonucu da oluşabilir. Kalp dışı nedenlerin tedavisi sebebe yönelik ve daha basittir.
Elektrofizyolojik çalışma, uçlarında kalbin elektriksel aktivitesini algılayan kateterlerin (elektrik kabloları) kalbin belirli bölgelerine yerleştirilmesi ile yapılır. Bu kablolar genellikle sağ kasıktaki toplar ve/veya atar damardan konur. O bölgedeki cilt uyuşturularak girildiği için hasta sadece uyuşturucu iğnenin ağrısını hisseder. Bazı durumlarda boyun damarından veya sol kasıktan da kateter konması gerekebilir. İşlem sırasında hasta uyanıktır. Kateterler kalp içine yerleştirildikten sonra kalp hızlandırılıp yavaşlatılarak elektriki faaliyetleri test edilir. Ritim bozukluğuna eğilim varsa bu esnada çarpıntı oluşturularak bunun hangi tür çarpıntı olduğu ortaya konur.
Kalpte çarpıntı odaklarının kalp içerisinde yok edilmesine (yakılmasana) ablasyon adı verilir. Böylece birçok çarpıntı türünün kalıcı olarak tedavisi mümkün olabilir. Uygulama esnasında genellikle hastalar ağrı hissetmez. Her girişimsel işlemde olduğu gibi ablasyon tedavisinde de riskler mevcuttur. Olası riskler hastanın çarpıntı çeşidine, çarpıntı odağının kalpte nerede olduğuna göre değişir. Bu riskler, işlem öncesi hasta ve hasta yakınlarına bildirilir.
KALP PİLLERİ
Kalbin kasılıp gevşemesi için elektriki bir uyarıya ihtiyacı vardır. Bu uyarı da kalbin özel elektrik sistem tarafından sağlanır Kalbimiz özel bazı hücreleriyle bir tür elektrik üretir. Bu elektrik özel bir iletim sistemi sayesinde kalbe yayılarak yaşamımız için gerekli kanın doku ve organlarımıza dakikada 60-80 kez pompalanmasını sağlar. Kalbin elektrik sisteminde doğuştan ya da sonradan oluşabilen bazı rahatsızlıklar ise kalbin yavaş çalışmasına yol açarak risk oluşturabilirler.
Bu iletim sistemini bozan her türlü hastalık kalbin yavaş çarpmasına (nabız sayısının düşmesine) neden olabilir. Bu durumda kalp atımlarını desteklemek amacıyla kalp pili kullanılır. Kalp pilleri, ritm ve iletim sisteminin fonksiyonlarını taklit ederek kalbin normal nabız sayısında çalışmasına yardımcı olan cihazlardır. Kalp pili sol ya da sağ köprücük kemiğinin altına kısa bir kesi açılarak yerleştirilir. İşlemde o bölge iğne ile uyuşturulur ve hasta uyanıktır. Köprücük kemiğinin altında seyreden toplardamar vasıtasıyla kalbe elektrik ileten kablolar gönderilir. Bu kablolar kalbin iç yüzünde uygun yerlere sabitlendikten sonra köprücük kemiğinin altındaki pil bataryasına bağlanır. Açılan cilt kesisi dikişle kapatılarak işlem sonlandırılır. Ortalama 45 dakika süren bir işlemdir.
Kalp pili işlemi uygun yatıştırıcı ilaçlar verildikten sonra lokal anestezi ile yapılır. Kalp pili takma işlemi kalp kateterizasyon laboratuvarlarında gerçekleştirilir. Bir ameliyat değildir. Genel anestezi gerekmez. Hastanede yapılan her tıbbi işlemde olduğu gibi bu işlemin de bazı riskleri vardır. Kalp pili taktırmadan önce kalp pilinin neden gerekli olduğu ve işlem esnasında oluşabilecek sorunlar hasta ve hasta yakınlarına anlatılır.
Yara bölgesi kalp pili takıldıktan sonraki 1 hafta ıslatılmamalıdır. Dikişler 7-10 günde doktor tarafından alınır. Kalp pili takıldıktan sonra düzenli olarak kontrole gelinmelidir. Bu periyodlar doktor tarafından işlem sonrası hasta ve hasta yakınlarına anlatılır. Kalp pilleri, düzenli aralıklarla kontrol edilir ve pilin bitmesine güvenli bir zaman kala batarya yeni ve daha basit bir işlemle değiştirilir.
KARDİYAK DEFİBRİLATÖRLER (ICD)
Özellikle, kalp damar darlığının sebep olduğu hastalıklarda kalbin iletim sisteminin çalışması bazen de kalp durması ile sonuçlanır. ICD, bu gibi durumlarda kalbin yeniden çalışmasına ve hastanın hayata döndürülmesine yardımcı olan ve kalp piline benzeyen bir cihazdır. Kalp durmasını algılayarak, kalbi yeniden çalıştırmak için gerekli elektrik akımını kalbe gönderir. Böylece hastanın hayatını kurtaran mükemmel bir teknolojidir. Aynen kalp pili gibi yerleştirilir. İşlemde bir fark yoktur. Takip prensipleri benzerdir. Son yıllardaki teknolojik gelişmeler birçok fizyolojik parametreyi algılayabilen ve kalp yetersizliği hastalarında da faydalı olan biventriküler ICD leri de kullanıma sunmuştur.
EKSTERNAL KARDİYAK DEFİBRİLATÖRLER (AED)
Otomatik kalp şok cihazı (otomatik eksternal kardiyak defibrilatör, AED) yaşam kurtaran modern bir teknolojidir. Kalbi durmuş olan kişinin emniyetli bir şekilde hayata döndürülmesini sağlayan bir bilgisayardır. Kalp durmasında geçen her dakika hayatta kalma şansını azaltmaktadır. Özellikle beyindeki sinir hücreleri oksijensizliğe çok dayanıksızdır. Kalp durmasında beyin hasarının sadece 3 dakika sonra başladığı bilinmektedir.
Avrupa’da yılda 700 bin kalp durması vakası görülmektedir. Ülkemizde bu sayı 100 bin civarındadır. Ölümlerin çoğu temel yaşam desteği uygulamasındaki eksiklikler ve gecikmelerden meydana gelmektedir. Çoğunlukla olayın olduğu yere donanımlı bir ambulansın ulaşması da zaman almaktadır. Bu durum, erken müdahalenin önemini ortaya koymaktadır. Kalp durması vakalarının önemli bir kısmı ventrikül fibrilasyonu sonucu meydana gelmektedir.
Ventrikül fibrilasyonu, kalp karıncığının düzensiz ve etkisiz titreşmesidir. Bu esnada yaşamın devamı için gereken kan doku ve organlara pompalanamaz. Defibrilasyonun amacı kalpteki bu düzensiz titreşimleri sonlandırıp kalbin normal bir şekilde çalışarak doku ve organlara kanı pompalamasını sağlamaktır. İlk 30 saniyede yapıldığında %100'e yakın başarı sağlayan hayat kurtarıcı bir işlemdir. AED'ler içlerinde gelişmiş bir EKG analiz yazılımı ve kendiliğinden vücuda yapışan pedleri barındırırlar.
Kalbin vücut yüzeyine yaydığı elektrik sinyali bu pedlerle cihaza iletilir, cihaz tarafından analiz edilir, ses ve görüntülü sistemle kullanıcı yönlendirilir. Bu nedenle kullanıcının kalp ritmini bilmesi gerekmez. Düzeltilebilir öldürücü ritm bozukluğunu tespit edip kullanıcıyı yönlendirerek, aynı pedler vasıtasıyla bir elektrik şoku gönderip, kalbi yeniden çalıştırabilirler. Taşınması ve kullanımı çok kolaydır. Bu cihaz, tıbbi eğitimi olmayan ancak ilk yardım eğitimi almış herkes tarafından kullanılabilecek şekilde tasarlanmıştır.
Gereği halinde talimatlar ve sesli yönlendirmeler sayesinde eğitimsiz kişiler tarafından da başarıyla kullanılabilmektedir. Gelişmiş ülkelerde havaalanları, uçaklar, alışveriş merkezleri gibi insan popülasyonunun çok olduğu yerlerde bulundurulması zorunlu hale getirilmiştir.Aile sağlığı merkezleri, sağlık ocakları, hasta nakil ambulansları, tüm amatör ve profesyonel spor kulüpleri, spor salonları, okullar, alışveriş merkezleri, havaalanları ve uçaklar, oteller, devlet daireleri, stadyumlar, golf sahaları, plajlar, havuzlar, restoranlar, tren, otobüs ve metro istasyonları, kırsal kesim ve köyler, polis ve itfaiye araçları, apartman sitelerinde kolayca erişilebilecek bir yerde bulundurulması çok faydalı olmaktadır.