İÇİNDEKİLER
Meme kanseri ülkemizde her 8 kadından 1'inde görülüyor. Erken tanı ve uygun tedavi planlaması ile tamamen iyileşme ve hastalıktan kurtulmak mümkün olabilir. Ancak meme kanseri ile ilgili halk arasında doğru bilinen yanlıklar tanı ve tedavi sürecini olumsuz etkiliyor.
MEME KANSERİNDE DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
- ''MEMEMİ KENDİM KONTROL ETMEM YETERLİ''
Kanserde erken teşhis çok önemlidir. Meme kanseri için en önemli nokta herhangi bir şikâyet olmadan doktora gitmektir. Memedeki kitle, ele gelecek hale gelmeden çok önce mamografi ile saptanabilir. Hatta kanserleşme aşamasından önce bile memedeki kansere dönüşebilecek lezyonlar saptanabilir.
- ''AİLEMDE MEME KANSERİ VAR, KESİNLİKLE BEN MEME KANSERİ OLACAĞIM''
Ailesinde meme kanseri hikayesi olması kişinin meme kanseri gelişme riskinin arttırmakla beraber kesinlikle kanser olacağı anlamına da gelmez. Ancak böyle bir durumda mutlaka yakın takip yapılmalıdır. Bu konuda uzman doktorlar tarafından gerektğinde bazı genetik testler de yapılarak risk değerlendirilmelidir.
- ''SIK MAMOGRAFİ ÇEKTİRMEK KANSER YAPAR''
Mamografi kansere ya da kanserin yayılmasına neden olmaz. Aksine hastalığın yayaılmasını önleyen tedavi sürecinde önemli bilgilere ulaşılmasını sağlar. Mamografi işleminde verilen ışın dozu çok düşüktür. 30 yaşın altaındaki kadınlarda meme dokusunun özelliğinden dolayı mamografi ile yeterli görüntü alınamadığından, genç yaşlarda genellikle mamografi yerine ultrason tercih edilir.
- ''ELLE KONTROL EDERKEN MEMEDE ŞİŞLİK HİSSETTİM, KESİN MEME KANSERİYİM''
Kadınların bir çoğunda görülen mem kistleri her zaman kansere işaret etmez. Büyüyüp ağrı yaptıklarında ya da meme kanseri yönünde kuşku uyandırdıklarında bu oluşumlar boşaltılabilir. Ayrıca memedeki kitlenin ağrıması ile kanser arasında bağlantı yoktur. Memede ele gelen her doku kitle demek değildir, her kitle de kanser anlamına gelmez.
- ''KADINLAR MENOPOZDAN ÖNCE MEME KANSERİNE YAKALANMIYOR''
Meme kanseri her yaşta ortaya çıkan bir kanzer tipidir. Menopoza girmeden, doğum bile yapmadan önce erken yaşlarda ortaya çıkabilir. Günümüzde 20'li yaşlarda meme kanserine yakalanmış hastalar vardır.
- ''MEME KANSERİ BULAŞICIDIR!''
Hiç bir kanser bulaşıcı değildir. Bir ailenin bir çok bireyinde kanser görülmesi bu yanlış düşünceye sebep oluyor olabilir. Kişi kanser hastalığını başka bir kimseye bulaştıramaz.
- ''KANSERLİ BİR KİTLENİN AMELİYATLA ALINMASI KANSERİN VÜCUDA YAYILMASINA YOL AÇAR''
Kanser vücuda yayılacaksa, kanserli kitleden ayrılan hücreler yoluyla ayrılır. Bu kitlenin alınması yayılmayı engeller. Kitlenin alınmasında geç kalınmış ise, ameliyattan önce vücuda yayılmış hücreler, kitlenin kendisi alınsa bile bir süre sonra yeni kitleler oluşturabilir. Bu durumun ameliyatla ilgisi yoktur.
- ''DOĞUM YAPMIŞ, EMZİRMİŞ KADINLAR MEME KANSERİ OLMAZ''
Doğum yapmak ve emzirmek, kadınları meme kanseri açısından belli bir oranda koruma altına almaktadır. Ancak doğum yapan ve emziren kadınların kanser olmacağı anlamına gelmez.
- ''BENDE MEME KANSERİ TESPİT EDİLDİ, MEMEMİ KAYBEDECEĞİM''
Çok geç kalınmamışsa meme kanseri ameliyatlarında artık memenin tümünü alınmasına gerek yoktur. Yalnızca kanserli dokunun alınmasıyla tedavi tamamlanmaktadır. Gecikmiş olgularda memenin tamamen alınması gerekse bile, aynı seansta hastanın kendi dokularından ya da hazır protezler ile aynı seansta hastanın alınan memesi yerine konulabilmektedir.
- ''MEME KANSERİ SADECE KADINLARDA GÖRÜLÜR, ERKEKLERDE GÖRÜLMEZ''
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Yaşamları boyunca her 8-10 kadından birinde meme kanseri görülür ve yaş ilerledikçe gelişme riski artar. Erkeklerde meme kanseri nadir de olsa görülmektedir. Yaklaşık olarak her 100 meme kanserinin 1'i erkeklerde görülür. Kadınlardaki belirti ve bulgular ile aynı olmakla beraber; bu konunun farkında olunmaması nedeni ile erkeklerde meme kanseri genellikle ileri evrede tanı konulmaktadır.