Mesena Kanseri Görülme Sıklığı ve Sistemik Tedavi

Mesena Kanseri Görülme Sıklığı ve Sistemik Tedavi

Mesane Kanserleri Sigara İçenlerde 3 Kat Daha Fazla Görülmektedir. Mesane kanserleri, prostat kanserleri kadar halk arasında popüler olmamakla beraber, üroloji pratiğinden çok sık karşılaştığımız bir kanser türüdür. Erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülmektedir. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artmakla birlikte genç yaşlarda da görülebilen bir kanser türü olduğu unutulmamalıdır.

Bilinen en önemli risk faktörü sigaradır. Ancak bu faktör akciğer kanseri ve sigara arasındaki ilişki kadar gündemde değildir. Oysa sigaranın toksik etkileri idrarla uzun süre temas eden mesanede kanser oluşumuna sebep olmaktadır. Sigara içenlerde 3 kat daha fazla görülmektedir. Dolayısıyla sigaradan kurtulmak bu tür kanserden korunmanın en önemli yoludur.

Mesane kanserinde erken tanı hayat ve organın kurtulması için çok büyük önem taşımaktadır. Erken tanı için idrarda kan görülmesi en önemli belirtidir ve aksi ispat edilene kadar kanser olarak kabul edilip gerekli testler vakit kaybetmeden yapılmalıdır. Kadınlarda daha az rastlanmasına rağmen, daha tehlikeli seyretmektedir.Bunun sebebi, kadınların idrardaki kanamayı jinekolojik sebeplere bağlayıp maalesef doktora başvurmada gecikmeleridir. 

Hastalara ilk başvuru anında idrar tahlili ve idrar yolları ultrasonu yapılmaktadır. Ultrason ile 5-10 mm’nin üzerindeki mesane tümörleri tespit edilebilmektedir. Kesin tanı ise ancak sistoskopi ile konulmaktadır. Sistoskopi ile hem üretra hem de mesane optik görüş altında incelenmekte ve şüpheli oluşumlar rezekteskop adı verilen bir alet yardımıyla çıkartılarak kesin tanı ve tedavi mümkün olabilmektedir. Çıkarılan dokular patolojik değerlendirmeye gönderilmektedir.

Hastalarımız, patoloji sonucunda elde edilen bilgiler doğrultusunda, tedavi ve takip programına alınmaktadır. Mesane iç yüzeyinde sınırlı olan tümörlerde, tümörün büyüklüğü, sayısı, patolojik özellikleri gibi bulgular ışığında mesane içine ilaç uygulanımı gerekebilmektedir. Mesane kas tabakasını tutmuş invaziv tümörlerde mesanenin komple alınıp yerine barsaktan mesane yapılmasını içeren radikal bir operasyon söz konusu olabilmektedir.

İnvaziv veya metastatik mesane tümörlerinde onkoloji ve radyasyon onkolojisi klinikleriyle multidisipliner yaklaşım ile hastalara en uygun tedavi seçenekleri sunulmaktadır.



MESANE KANSERİNDE SİSTEMİK TEDAVİ NEDİR?

Mesane kanseri tedavisi lokal (bölgesel) ve sistemik olarak kabaca ikiye ayrılır.

Lokal tedaviden kasıt genellikle cerrahi ya da radyoterapidir. Bazen erken evre mesane kanserlerinde kemoterapotik ilaçlar da lokal olarak kullanılabilir. Bu durumda kemoterapi ajanı mesane içine direkt olarak uygulanır (intravezikal tedavi). Mesane kanserinde sistemik tedavi denince yıllarca akla sadece kemoterapi geliyordu, son yıllarda yapılan çalışmalarda immünoterapi (bağışıklık sistemi tedavileri) yöntemlerinin de mesane kanserinin tedavisinde etkin olduğu kanıtlandı.



MESANE KANSERİNDE SİSTEMİK TEDAVİ HANGİ DURUMLARDA KULLANILIR?

Mesane kanserinde sistemik tedavinin kullanıldığı 4 önemli durum vardır;

  • NEOADJUVANT TEDAVİ

Kemoterapinin cerrahi öncesi tümörü küçültmek için kullanılmasına denir. Burada hedef, ameliyatla tümörün daha kolay alınmasını sağlamak ve kanserin tekrarlama riskini azaltmaktır. Bu yöntemle hastaların mesane ameliyatı sonrası hem hastalıklarının tekrarlama riskinin azaldığı hem de toplam sağ kalım süresinin arttığı gösterilmiştir.

  • ADJUVANT TEDAVİ

Cerrahi sonrası (veya bazen radyoterapi sonrası) kemoterapi verilmesine denir. Buradaki amaç ise, cerrahi tedavi sonrası kalan ve çok küçük olduğu için görülemeyen olası tüm kanser hücrelerini yok etmektir. Bu sayede kanserin tekrarlama riski azaltılır.

  • RADYOTERAPİ İLE EŞZAMANLI TEDAVİ

Radyoterapinin etkinliğinin arttırılması için birlikte kemoterapi verilmesidir.

  • PALYATİF TEDAVİ

Metastatik, ileri evre (4. evre) mesane kanseri hastalarında yapılan sistemik tedaviye denir. Bu amaçla kemoterapi ya da immünoterapi kullanılmaktadır. Burada hedef hastanın yaşam süresini ve yaşam kalitesini arttırmaktır. 



MESANE KANSERİNİN SİSTEMİK TEDAVİSİNDE HANGİ İLAÇLAR KULLANILIR VE FAYDALARI NELERDİR?

Neoadjuvant veya adjuvant amaçlı tedavi için önerilen 3 rejim vardır; DDMVAC adı verilen 4 ilaçlı kombinasyon tedavisi (doz yoğun methotrexate, vinblastin, adriamisin ve cisplatin), Cisplatin-Gemsitabin ikili kombinasyonu ve CMV denen (cisplatin, methotrexate ve vinblastin ilaçları) rejim.

Bu tedaviler hastaların nüks olasılığını azaltır ve yaşam sürelerini uzatır. İleri evre mesane kanserinin ilk aşamasında da en sık kullanılan 2 kemoterapi rejimi DDMVAC ve Cisplatin-Gemsitabin kombinasyonudur. Her iki şema hastaların daha uzun süre ve daha kaliteli yaşamasını sağlamaktadır. Bunların dışında immünoterapi ajanı olarak Atezolizumab ve Pembrolizumabın Cisplatin alamayan hastalarda ilk basamakta kullanımıyla faydaları olmaktadır.

Bu ajanlar immün checkpoint inhibitörleri denen bir gruptur ve esas olarak PD-1, PD-L1 reseptör ligand sistemi üzerinden etki gösterip tümör hücrelerinin bağışıklık sisteminden kaçmasını önlemektedir. Bu iki immünoterapi ilacıyla birlikte Nivolumab, Avelumab, Durvalumab gibi aynı grup diğer ilaçlar ilk seri kemoterapi sırasında ya da sonrasında hastalık ilerlediğinde başarıyla kullanılmaktadır. 



MESANE KANSERİ TEDAVİSİNDE KULLANILAN İLAÇLARIN YAN ETKİLERİ NELERDİR?

Kemoterapi için kullanılan ilaçların sık yan etkileri myelosupresyon (kemik iliği baskılanması sonucu kan hücrelerinin düşmesi), bulantı, kusma, nöropati, böbrek fonksiyon bozukluğu ve saç dökülmesi sayılabilir. İlaçlara göre ve hastaya göre bu yan etkilerin sıklığı ve derecesi değişebilir. İmmünoterapi ilaçlarının yan etkileri bunlardan daha farklı olmaktadır. Romatizmal hastalıklarda görülebilen artraljiden otoimmün bozukluklara kadar geniş bir yelpazede yan etkiler vardır ama çoğunlukla kemoterapiye göre daha iyi tolere edilmektedirler.



MESANE KANSERİ TEDAVİSİ İLERİ YAŞTA HASTALARA UYGULANABİLİRMİ?

İleri yaşta veya başka bazı hastalıkları olan mesane kanserli hastalara da kemoterapi ve immünoterapi yapılabilir. Hastanın genel durumu göz önüne alınarak daha uygun kombinasyon veya tek ajanlı kemoterapiler uygulanabilir. Bazı hastalarda doz redüksiyonu (azaltılması) yapılabilir. Bazen de özellikle birlikte böbrek fonksiyon bozukluğu görülen hastalarda ilaç değişimi (Örnek: Cisplatin yerine böbrek fonksiyonlarına zararlı etkisi olmayan Carboplatin) yapılabilir.