Minimal İnvaziv (Küçük Kesi Ameliyatı)

Minimal İnvaziv (Küçük Kesi Ameliyatı)


KALP AMELİYATLARINDA HANGİ YÖNTEM TERCİH EDİLMELİDİR?

Bilindiği üzere kalp damar hastalıklarının tedavisinde üç temel yöntem mevcuttur. Bu yöntemler ilaç, balon/stent ve cerrahi işlemler olarak sıralandırılabilir.

İlaç tedavisi ile hipertansiyon, diyabet, hiperkollestrolemi gibi hastalıkların kontrol altına alınması ilk sırada yer almaktadır.

Tabii ki ilaç tedavilerinin yanısıra kendimizi korumalı; sigara, alkol gibi zararlı ürünlerden kaçınmalıyız.

Kendimizi ne kadar korusak da genetik faktörler ve yaş hepimizde damar hastalıklarının gelişmesine neden olmaktadır. Damar sertliği ve tıkanıklıkları geliştiğinde çoğunlukla sadece ilaç tedavisi yeterli olmamaktadır.

Kalp damarlarında gelişen darlıklar kalbin beslenmesini bozmakta ve hastalıklara neden olmaktadır. Yeterli beslenemeyen kalp kasının zayıflaması kalp yetmezliği, ritm bozuklukları gibi sonuçlar doğurmaktadır.

Ani gelişen kalp damarlarının tıkanması durumunda ise kalp krizi (MI, miyokart enfarktüsü), hayatı tehtid eden ve ölümle sonuçlanabilen durumlar oluşturur. Kalp damarlarındaki darlıkların ve tıkanıkların giderilmesi için GİRİŞİMSEL yöntemlerin kullanılması gerekmektedir.

Koroner anjiografi ünitesinde BALON ve STENT uygulamaları ilk tercih yöntemlerdir. Kalp damarlarındaki darlıkların yaygın olması, balon ve stent uygulamalarına elverişli olmaması durumlarında ise CERRAHİ tedavi gündeme gelmektedir.

Görüldüğü üzere cerrahi tedavi en son ve kaçınılmaz durumlarda uygulanmaktadır. Hepimiz (Buna doktorlar da dahil), gerekli olmadıkça Fvücudumuzda cerrahi bir işlem yapılmasını istemeyiz.

Ne var ki, kalp damarlarındaki sorunlar hayatımızı tehtid ediyorsa, en güvenli şekilde ameliyat yapılması gereklidir.Kalp ameliyatı gereken durumlarda, mevcut kalp hastalığının yanı sıra eşlik eden diğer sağlık parametreleri önem kazanır.

Hastanın yaşı, kilosu, solunum kapasitesi, şeker hastalığı, tansiyonu, böbrek ve karaciğer fonksiyonları, beyin ve diğer hayati organlardaki damar hastalıkları yakınen değerlendirilmelidir.

Dünyada ilk kalp ameliyatlarının başlaması 1960-70 yıllardır. Yani teknolojinin gelişmeye başladığı son 50-60 yıllık bir süreç ve biz bu süreç içerisinde hızla yol alıyoruz.

Ameliyatlarda kullanılan teknik donanım ve edinilen cerrahi tecrübe ile başarılı sonuçlar alınmaktadır.

Göğüs kemiğinin kesilmesi ve ihtiyaç duyulan damarların geniş cilt kesisi yapılması nedeniyle AÇIK KALP AMELİYATI terimi yaygın tanım halini almıştır. Teknolojik gelişmeler sağlık alanında daha güvenli ve konforlu cerrahi uygulamalara birçok katkı sağlamaktadır.

By-pass ameliyatlarında göğüs kemiğini kesmeden (MİNİ TORAKOTOMİ); kullanılan yedek damarlarının (safen ve veya radial) hazırlanmasında açık cerrahi kesi yerine endoskopik (küçük kesi ile) yöntemlerin kullanılması, kalp ameliyatlarında yeni bir dönemin başlangıcını sağlamıştır.

Minimal invaziv yöntemler kullanılarak yapılan by-pass ameliyatlarında daha hızlı iyileşme sağlanmasının yanı sıra hastaların duygusal ve sosyal yönden daha güçlü hissettikleri görülmüştür.

Göğüs, kol ve bacak bölgelerinde büyük yaralar olmaması ve hızlı iyileşme süreci hastalarda kozmetik açıdan olumlu karşılanmaktadır. Küçük kesi kalp ameliyatlarının güvenle yapılabilmesi, teknolojik gelişmelerin sağladığı özel ameliyat malzemelerinin kullanılmasının yanı sıra, tecrübeli ve uyumlu bir cerrahi ekibin varlığı ile mümkündür.

Küçük kesi yöntemi ile yapılan kalp ameliyatlarının avantajlarını özetlemek gerekirse;

  • Minimal kesi, minimal travma.
  • Daha hızlı iyileşme süreci.
  • Ameliyat sonrası daha az ağrı.
  • Ameliyat sonrası akciğer fonksiyonlarının daha iyi olması.
  • Ameliyat dönemi kan kaybının daha az olması.
  • Kan kullanım miktarnın daha az olması.
  • Enfeksiyon riskinin azaltılması.
  • Daha iyi kozmetik görünüm.
  • Daha iyi sosyal ve psikolojik tolerans.