Diyaliz hastalarının beslenme ihtiyaçları, sağlıklı bir yaşam sürmeleri ve tedavi sürecine uyum sağlamaları için önemlidir. Bu hastaların dikkat etmeleri gereken bazı temel noktalar vardır. İlk olarak, sıvı alımını kontrol altında tutulmalıdır. Böbreklerin yeterli çalışmadığı durumlarda vücutta biriken sıvılar, kalp ve akciğerler üzerinde baskı oluşturabilir.
Agorafobi, bir kişinin kalabalık yerlere, geniş alanlara veya toplum içinde bulunmaya karşı aşırı bir korku ve endişe duymasıdır. Korku, kişinin kendisini güvende hissetmediği ya da panik atak geçireceği korkusu ile ilişkilidir. Agorafobi, genellikle panik bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu veya başka bir anksiyete bozukluğuyla birlikte görülür.
Kardiyomiyopati, kalp kasında meydana gelen bir grup hastalığı ifade eder. Bu hastalık, kalp kasının normal işlevini etkileyerek kalp yetmezliği ve ritim bozukluklarına neden olabilir.
Hamilelik döneminde kan hacmi artar ve demir ihtiyacı artar. Kırmızı et, tavuk, balık, kuru baklagiller ve yeşil yapraklı sebzeler demir kaynaklarıdır.
Göz tansiyonu, göz içi sıvısının normalden yüksek bir basınçla göz içerisinde birikmesi sonucu oluşan bir göz rahatsızlığıdır. Göz içi sıvısı, gözün iç kısmında bulunan ve gözün şeklini koruyan bir sıvıdır. Sağlıklı bir göz yapısında, bu sıvı göz içinden süzülerek drene edilir.
Zona Hastalığı, herpes zoster virüsünün sebep olduğu bir hastalıktır. Virüs çocukluk döneminde geçirilen suçiçeği hastalığından kaynaklanmaktadır. Suçiçeği geçiren kişilerin vücudunda virüs uyku halinde kalır ve bağışıklık sistemi zayıfladığında tekrar aktifleşebilir.
Kreatin, kasların hızlı ve güçlü kasılmasını sağlamak için ATP (adenozin trifosfat) üretiminde önemli bir faktördür. Kreatin, böbreklerde üretilir ve kan dolaşımına karışır. Kas hücreleri tarafından alınarak kreatin fosfat olarak depolanır. Kaslar enerjiye ihtiyaç duyduğunda, kreatin fosfat ATP'ye dönüşerek enerji sağlar.
Proloterapi, kronik ağrıları tedavi etmek için kullanılan oldukça etkili bir yöntemdir. Bu tedavi yöntemi, vücudun iyileşme mekanizmalarını harekete geçirerek, hasarlı dokuların tamir edilmesini sağlar. Proloterapi, özellikle eklem ağrıları, kas zedelenmeleri ve kronik ağrılar gibi durumlar için etkili bir alternatif tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir.
Prematüre bebekler, gebeliğin 37. haftasından önce doğan bebeklerdir. Bu bebekler, normal süresinden önce doğdukları için daha küçük ve gelişmemiş olurlar. Prematüre bebeklerin doğum ağırlığı da düşük olabilir. Bu bebeklerin doğum sonrası dönemi, özel bir bakım gerektiren bir süreçtir.
Göz tembelliği, bir gözün veya her iki gözün birlikte normalden daha az görme yeteneğine sahip olması durumudur. Göz tembelliği çocukluk döneminde başlar ve sık görülen görme sorunlarından bir tanesidir. Göz tembelliği, erken çocukluk döneminde oluşan göz problemleri nedeniyle ortaya çıkar.
Laktoz, sütte doğal olarak bulunan bir şekerdir. Sindirim sistemindeki laktaz enzimi tarafından parçalanır ve glukoz ve galaktoz adında iki basit şeker molekülüne ayrılmaktadır. Basit şekerler, vücut tarafından enerji için kullanılır. Laktoz, süt ürünlerinin yanı sıra ilaçlarda ve hazır gıdalarda da bulunur.
Preoperatif ve perioperatif bakım, cerrahi müdahale öncesinde ve sonrasında hastanın sağlığını desteklemek için uygulanan bir dizi önlemdir. Bakım süreci, hastanın vücudunu cerrahi müdahaleye hazırlamak, iyileşmesini hızlandırmak ve komplikasyon riskini azaltmak amacıyla gerçekleştirilir.
0 Kan Grubuna özel olarak bazı besinlerin tüketilmesi önerilmektedir. Örneğin, et ve balık ürünleri, bu kan grubuna sahip olan kişilerin temel protein kaynaklarıdır. Kırmızı et, demir ve diğer minerallerin yanı sıra B12 vitamini açısından zengindir. Sebzeler arasında ıspanak, brokoli ve kereviz gibi yeşil yapraklı sebzelerin tüketimi, 0 kan grubuna sahip olan kişilerin sağlığı için de faydalıdır.
Arpacık, göz kapağının kenarında bulunan yağ bezlerinin iltihaplanması sonucu oluşan enfeksiyon türüdür. Genellikle Staphylococcus aureus adı verilen bakteri nedeni ile oluşur. Arpacık, iltihaplanmış bir tüy kökü veya kirpik folikülü etrafında gelişir. Göz kapaklarında, özellikle de kirpiklerin bulunduğu bölgede rahatsızlık hissi, ağrı ve şişlik gibi belirtilerle kendini gösterir.
Göz seğirmesi, göz kapağının kaslarının istemsiz olarak kasılmasıdır. Bu kasılmalar genellikle hızlı ve ritmik bir şekilde gerçekleşir ve birkaç saniye veya dakika sürebilir.
Çocuklarda metabolik hastalıkların birçok farklı nedeni ve risk faktörü vardır. Genetik mutasyonlar, yaygın nedenler arasında yer alır. Vücudun normal metabolik süreçlerini etkileyen enzimlerin veya diğer proteinlerin eksik veya düzensiz çalışmasına neden olabilir. Bazı metabolik hastalıklar ise kalıtsal olabilir ve ailede daha önce benzer bir durum yaşanmışsa risk artar.
BLW yöntemi, bebeklerin yiyecekleri keşfetmelerine ve istedikleri gibi yemelerine izin veren bir besleme yaklaşımıdır. Klasik bebek besleme yöntemlerinden farklı olarak, bebeklere önceden püre haline getirilmiş veya ezilmiş yiyecekler sunmak yerine, doğal ve bütün yiyecekler sunulur ve bebeklerin kendi kendilerine yemelerine izin verilir.
Borderline Kişilik Bozukluğu, duygusal dengesizlikler, ani öfke patlamaları, kimlik krizleri ve kendine zarar verme gibi davranışlarla karakterizedir. Bu bozukluğa sahip olan bireyler, kendi benlik algılarında sürekli değişimler yaşarlar ve ilişkilerinde kararsızlık gösterirler.
Anjiyoplasti sonrasında, vücudunuzun iyileşme sürecine ihtiyacı vardır ve doğru beslenme bu sürece katkıda bulunur. İyileşme sürecinde, vücudunuzun ihtiyaç duyduğu enerji ve besinleri almaya devam etmek önemlidir. Ayrıca, kalp sağlığını iyileştiren ve damarları koruyan besinleri tüketmelisiniz.
Kemoterapi sonrası beslenmenin temel hedefi, vücudun kaybettiği besinleri geri kazanmasıdır. Yeterli protein, vitamin ve mineral alımı önemlidir. Protein, dokuların onarılmasına yardımcı olurken, vitamin ve mineraller vücudun fonksiyonlarının düzgün bir şekilde çalışmasına katkıda bulunur.