Pandemi (Covid-19 Salgını) Döneminde Kaygıyla Başa Çıkma

Pandemi (Covid-19 Salgını) Döneminde Kaygıyla Başa Çıkma


PANDEMİ (COVID-19 SALGINI) DÖNEMİNDE KAYGIYLA BAŞA ÇIKMA

Stres; içsel ve/veya dışsal uyaranlara karşı bedenimizin verdiği duygusal, fiziksel veya bilişsel tepkidir. Stres genellikle üzerimizde hissettiğimiz kaygı ile kendini belli etse de aslında bu evrimsel açıdan vücudumuzun kendini korumaya alması açısından işlevseldir. Kaygıyı hisseden beden, kendisini yeni gelişen olaya uyum sağlaması ve doğru reaksiyonla mevcut tehlikeye uygun tepki vermesini sağlar.

Bu tehlikeli durum bazen gerçek bir olay olduğu gibi, bazen de zihnin tehlike olarak gördüğü bir olay olarak da ortaya çıkabilir. Kaygı tepkisi, kendimizi korumak adına ortaya çıkar fakat yoğunluğu çok fazla arttığında yaşam kalitesini ve işlevselliği bozabilir.

Pandemi dönemiyle birlikte değişen yaşam pratiklerimizin sonucunda, kaygı bozukluğu belirtilerini daha çok hissetmeye başlamış olabilirsiniz. Ancak kaygıyla baş etmeyi kolaylaştırmak ve ona uyum sağlamak için bazı stratejiler kullanılabilir.

Pandemi döneminde yaşanılan kaygı bozukluğu; hem psikolojik, hem de buna bağlı gelişebilecek fiziksel bir takım belirtilerle kendini gösterebilir. Bu belirtilerden bazıları şunlardır;

  • Kendi ya da sevdiklerinizin sağlıkları konusunda aşırı korku/endişe hali
  • Uyku ve yeme düzeninde değişimler
  • Odaklanmada güçlük/ Kolay yorulma
  • Kronik hastalıkların kötüleşmesi
  • Ani öfkelenme sorunları, sinirlilik
  • Gergin, bunalmış ya da umutsuz hissetmek
  • Sosyal çevreden uzaklaşma isteği duymak
  • Alkol, sigara ve diğer madde kullanımının artması


DAYANIKLILIĞI ARTTIRMAK İÇİN BAZI BİLİŞSEL MÜDAHALELER

  • DÜŞÜNCELERİN FARKINA VARMA

Belirsizlik durumlarında, “ya şöyle olursa?” gibi spekülatif yahut olumsuz düşünceler ortaya çıkabilir. Ancak bu düşünceler yoğunlaşırsa, kişi gelecek senaryolarını felaketleştirmeye başlayabilir. Bu da kaygı ve stresin artmasına neden olacaktır. Aslında felaketleştirici düşüncelerinizi size yardımcı olacak düşüncelerle değiştirmek-yeniden çerçevelemek- mümkündür. Kaygıların artmasına neden olan bu gibi düşünceler ortaya çıktığında, şu soruları sormak yardımcı olabilir;

“Kontrol altına alabildiğim, kendi kontrolümdeki şeyler nelerdir?”

“Geçmişte yaşadığım zorluklarla başa çıkarken ne gibi yöntemler bana yardımcı olmuştu ve bugün bu yöntemlerden bana yardımcı olabilecek olanlar halen var mı?”

Pandemiden kendinizi nasıl koruyacağınızı bilmeniz, bu konuda doğru kaynaklarla bilgi edinerek, önlem alarak yol almanız da kaygı veren düşüncelerinizi kontrol altına almanızda yardımcı olabilir.

  • DUYGULARIN FARKINDA OLMA

Salgına ilişkin haberleri okudukça savunmasız ve bunalmış hissetmeniz doğaldır. Hatta geçmişte psikolojik bir sorun ya da travma yaşadıysanız veya sizi salgın karşısında daha hassas kılan kronik bir sağlık probleminiz varsa daha stresli hissetmeniz oldukça olağandır. Bu süreçte kaygı duymak ya da paniğe kapılmak, aslında kendimizi korumamız açısından doğal bir duygusal tepkidir.

Unutmamak gerekir ki; yaşadığımız duygular; kaygı, korku, mutsuzluk gibi olumsuz algıları olan duygular olsa dahi, çoğu zaman işlevseldir ve hissedilen duyguları değiştirmek o an ve koşullar için neredeyse imkansızdır. Bunun için hissettiğimiz duyguları yok saymak ya da inkar etmek yerine hissedilen duygularımızın neden hissedildiğine dair altta yatan düşünce sistemiyle çalışmak faydalı olabilir.

Terapi süreçlerinde yeniden çerçeveleme ve başka bir takım teknikler düşünce sistemi üzerindeki değişimle, olumsuz duyguların olumluya dönüştürülmesine olanak sağlar. Duygularımızın farkına vararak, sağlıklı bir dönüşüm gerçekleştirmek terapi sürecinin ana amaçlarından birisidir.

  • DAVRANIŞ PLANLAMA

Tüm bu süreç içinde mevcut stres ve yarattığı kaygı ile baş ederken bize yardımcı olabilecek bazı stratejilerden söz edebiliriz.



DAYANIKLILIĞI ARTTIRMAK İÇİN NELER YAPABİLİRSİNİZ?

  • Pandemi ile ilgili medya yayınlarına, haberlere çok fazla maruz kalmaktan kaçının.
  • Bedeninize iyi bakın. Sağlıklı yemekler yemeye çalışın, egzersiz yapın, düzenli uykunuzu alın,  alkol ve uyuşturuculardan kaçının.
  • Rahatlamak için kendi ihtiyaçlarınıza kulak verin, sevdiğiniz şeylere zaman ayırın.
  • Sosyal hayatınıza önem verin. Size iyi gelen, duygusal paylaşım yapabileceğiniz insanlarla iletişim kurmaya gönüllü olun.
  • Umut duygusunu koruyun ve olumlu düşünmeyi sürdürün.


ÇOCUKLARINIZIN DAYANIKLILIĞINI DESTEKLEMEK İÇİN NELER YAPABİLİRSİNİZ?

  • Çocuğunuzla salgın hakkında konuşmak için zaman ayırın ve çocuğunuzun sorularını gerçekçi bir şekilde yanıtlayın.
  • Çocuğunuza güvende olduğunu hissettirin. Üzgün ve kaygılı hissediyorlarsa bu duyguları hissetmelerinde bir yanlışlık olmadığını belirtin. Sizden nasıl başa çıkacaklarını öğrenebilmeleri için kendi stresinizle nasıl başa çıktığınızı onlarla paylaşın.
  • Çocuğunuzun olayla ilgili yayınlara maruz kalmasını sınırlayın. Çocuklar duyduklarını yanlış yorumlayabilir ve anlamadıkları bir şeyden korkabilirler.
  • Bir rol modeli olun; molalar verin, bolca uyuyun, egzersiz yapın ve iyi beslenin. Arkadaşlarınız ve ailenizle bağlarınızı sürdürün ve sosyal veya psikolojik destek sisteminizi sürdürün.

Salgının kontrol altına alınabilmesi için uzmanlar ve sağlık kuruluşları tarafından pek çok öneri yapılmaktadır. Bu önerileri takip etmeyi ihmal etmeyin. Gerekirse sağlık kuruluşlarındaki psikoloji/psikiyatri birimlerinden yardım almaktan çekinmeyin.