Yoğun bakım üniteleri, kritik hastaların ileri yaşamsal destek alma ihtiyacı olduğunda tedavi edildiği alanlardır.
Kolan
Hospital Group Yoğun Bakım Ünitesi'nde tanı, takip, tedavi ve destek
aşamasında en son teknolojik cihazlar kullanılmakta, her türlü duruma
müdahale edilebilmekte ve hastalar aralıksız 24 saat boyunca uzman
doktorlar tarafından gözetim altında tutulmaktadır.
Yenidoğan Yoğun Bakım
Neonatoloji uzmanı yönetiminde deneyimli hemşire kadrosu ile birlikte yoğun bakım ihtiyacı olan küçük bebekler için 24 saat kesintisiz hizmet verilmektedir. Yeni doğan yoğun bakım ünitesi 22. gebelik haftasından itibaren erken doğum, çoğul gebelik, çocuk cerrahisi vakaları gibi yüksek riskli bebeklerimiz için ileri bakım sağlamaktadır. Yeni doğan Yoğun Bakım Ünitesi sadece hastanelerimizde doğan bebeklere değil, yoğun bakım ihtiyacı olan tüm bebeklere sağlık hizmeti sağlamaktadır.
Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde;
- Prematüre doğan bebekler
- Düşük doğum ağırlıklı bebekler
- Geçici solunum sıkıntısı olan bebekler
- Şeker hastası annelerin bebekleri
- Anne karnında mekonyum (bebeğin ilk dışkısı) yutmuş bebekler
- Zor doğum ile doğan bebekler
- Doğum sırasında beyin ve diğer organ hasarı gelişmiş olan bebekler takip ve tedavi edilmektedir.
Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde yapılan tedaviler;
1. 2. 3. Düzey Yeni doğan ve Prematüre Yoğun Bakım
Yeni doğan Yoğun Bakım Ünitesinde, riskli ve ciddi hastalıkları olan yeni doğan tüm bebeklere gerekli desteği sağlamaktadır. Neonatoloji ve Pediatri uzmanları ve alanında özel eğitim almış hemşireler tarafından hizmet verilmektedir.
Yeni doğan Ünitesi, takip altında bulunan bebekler haricinde, başka merkezlerde doğup hastanelerimize transfer olan hasta yeni doğanların da tedavi edilmektedir.
Yeni doğan Ünitesi, uluslararası ve Sağlık Bakanlığı‘nın kriterlerine uygun olarak Uzman Neonatolog (Yeni doğan Uzmanı) sorumluluğunda olmak üzere günün her saatinde 3 hastaya 1 hemşire bakacak şekilde düzenlenmiştir
Yeni doğan Ünitesinde güncel teknolojik ürünler olarak; 31 kuvöz (bebek yatağı),15 ventilatör(solunum cihazı),1 ventilatörlü transport kuvözü, 31 monitör (bebeklerin hayati fonksiyonlarının takip edildiği ekran), 10 fototerapi (sarılık tedavi cihazı) ve ilaç ve serum vermek için kullanılan enjektomat ve infüzyon pompaları bulunmaktadır.
Yeni doğan Yoğun Bakım Ünitesi, 24'üncü gebelik haftasından itibaren erken doğum, çoğul gebelik, şeker hastalığı annelerin bebeği, anne karnında mekonyum yutmuş bebek, zor doğum sonucu oluşan beyin ve diğer organ hasarı gibi yüksek risk taşıyan sorunlu bebeklere gelişmiş düzeyde bakım sağlamaktadır
Göz muayeneleri (ROP), yeni doğanın yemek borusu – barsak tıkanıklığı veya kapanıklığı (atrezi) ile doğumsal akciğerin cerrahi problemleri olan bebeklerin çocuk cerrahi operasyonu, meningomyelosel (bel açıklığı) ve hidrosefali(kafada su toplanması) gibi beyin cerrahisi operasyonları gerçekleştirilmekte, ameliyat sonrası gereken özellikli yoğun bakım takip ve tedavileri sağlanmaktadır.
Ayrıca bebeklerin kalp ile ilgili problemleri olduğunda Çocuk Kardiyoloğu tarafından küvöz içinde EKO ve muayenesi yapılıp, tedavisi yönlendirilmektedir. Bebeklerin gerektiğinde kafa ve böbrek ultrasonları küvöz içinde uzman radyoloğumuz tarafından yapılmaktadır.
Bebeklerin Ventilatör Tedavisi
Yenidoğan özellikle de prematüre bebeklerin akciğerleri henüz olgunlaşmadığından özellikle solunum sıkıntısı olan bebeklerin ventilatörle(solunum cihazı) tedavileri gerçekleştirilmektedir. Hastanemizde en son teknoloji ventilatör cıhazları bulunmakta ve bunların kullanımı ve takibi deneyimli yenidoğan doktoru ve hemşireleri tarafından yapılmaktadır.
Perinatal Enfeksiyonlarının Takibi
Yoğun bakım ünitelerinde enfeksiyon oranı hiçbir zaman sıfır olamaz. Ancak çok sıkı önlemlerle bu oran oldukça düşürülebilmektedir. Servisimizde prematüre bebekler mümkün olduğunca minimal invaziv yöntemlerle ve entübasyon yerine nazal CAPP ile takip edilmeye çalışmakta; gereksiz ve uzun süreli antibiyotik tedavisi yapılmaktadır. Damardan beslenmesi gereken bebeklerin total presanteral nutrisyen sıvıları biyologlarca negatif basınçlı özel TPN ünitelerinde hazırlanmaktadır. Ünitemizde giriş çıkışlardaki kontrol yanında; Hastane Enfeksiyon Kontrol Komitesi direktifleri ve önerileri eşliğinde; bebeklere gerekmedikçe dokunmayarak, dokunulacağı zaman da el temizliği ve el dezenfektanları kullanarak ve de ayrıca temiz malzeme kullanımı sayesinde hastane enfeksiyonu en düşük seviyede tutulmaya çalışılmaktadır.
Prematüre Beslenmesi
Prematüre bebeğin anne sütü ile beslenmesi en önemli ve hayat kurtarıcı bir yaklaşım tarzıdır. İleri derece preterm bebeklerde, diğer sorunların yanısıra, çoğunlukla beslenme sorunları da olabilmektedir. Bu bebeklerde beslenme sorunlarına başta mide-barsak sisteminin gelişme geriliği yol açmakta, sindirimde görev alan enzimlerin azlığı ve barsak hareketlerinin yetersizliği gibi birçok sebep de rol almaktadır.
Term bebek, emme ve yutma işini doğumdan hemen sonra yapabilir. Ancak prematürelerde emme reflexi 23. haftadan önce başlamaz, yutma ile koordine bir şekilde gelişmesi ise 34. gebelik haftasında olmaktadır. Yutma emmeden daha erken gelişir, ancak koordine bir yutma, emme reflexinin gelişiminden daha geçtir.
Bu sebeplerden dolayı özellikle 34. gebelik haftasından önce doğan bebeklerin beslenmesini çoğunlukla ağızdan saldığımız bir hortumla(sonda) yapmaktayız. Beslenme işlemini mümkün olan en kısa zamanda ve öncelikle de anne sütü ile sağlamaktayız.
Yeni doğan Sarılıklarının Tedavisi
Her yeni doğan bebekte sarılık tehlikeli olabilir. Yeni doğan servislerinde, her yeni doğan bebeğin sarılık yönünden risklerinin araştırılıp gereken tedavilerin uygulanması yapılmaktadır. Sarılık, vücutta bilirubin denilen sarı maddenin artması sonucu cildin ve gözün beyaz kısımlarının boyanmasıdır. Kanda bilirubin seviyesinin yükselmesiyle, vücut kademeli olarak baştan ayaklara doğru boyanır. Çok ciddi sarılıklarda bilirubin beyne geçer ve kernikterus dediğimiz geri dönüşümsüz arazlara(beyin felci, sağırlık gibi) yol açabilir.
Normal sarılık sınırları bebekler arasında farklılık gösterebilir. Bebeğin doğum sonrası kaç saatlik olduğu, doğum haftası, kilosu, beslenme şekli göz önünde bulundurulur. Sarılığın artmaması için bebeğin iyi beslenmesi, bol dışkı ve idrar yapması gerekir. Anne ve bebeğin kan grubu uyumsuzluğunun olup olmaması da önemli bir etkendir.
Yeni doğan tüm bebekler, mümkün olan en kısa zamanda anne sütü almaya başlaması gerekmektedir. Sarılık artışını önlemek için sık sık anne sütü vermek gerekir. Bebek 4 saatten fazla uyutulmamalı, takviye gerekiyorsa kesinlikle şekerli su kullanılmamalı, doktorun uygun gördüğü bir mama verilmelidir.
Sarılığın tedavisi kolay ve mümkündür. Fototerapi(ışık tedavisi) en sık kullanılan tedavidir. Işığın, göze zarar vermemesi için bebeğin gözü bantlanır. Nadiren ve çoğunlukla da anne-bebek arasında kan uyumsuzluğu olduğu durumlarda (damardan immunoglobulin verilerek) kan değişimi ile sarılığın tedavisi yapılabilmektedir.