Migren Belirtileri ve Tedavisi Nelerdir?

Migren Belirtileri

Migren Nedir?

Migren en sık görülen ve günlük hayatı en kısıtlayıcı baş ağrılarından biridir. En sık 15-49 yaş kadınlarda görülmektedir.

Migren baş ağrıları ataklar şeklinde olup bazı kişilerde yılda 1-2 kez görülürken, bazılarında ise ayda 10-15 üzerinde atak olabilir.

Migrende ataklar halinde seyreden baş ağrısı, 3 ay boyunca ayda 15 günden daha sık olur ve her bir atak 4 saatten daha uzun sürerse “kronik migren” olarak tanımlanır.

Migren ömür boyu sürer, atak sıklıklarının değişkenlik gösterdiği dönemler görülebilir.

Migren Belirtileri Nelerdir?

Migren baş ağrıları genellikle tek taraflı olup şakaklarda, göz çevresinde ve ensede yerleşir. En önemli özelliklerinden biri baş ağrısının hareketle artması ve baş ağrısına eşlik eden bulantı, kusma ışık, koku, ses hassasiyetinin olmasıdır.

Günlük hayatı kısıtlayan ve hastanın yapmakta olduğu işi sürdürememesine yol açan şiddetli baş ağrıları ile karakterizedir.

Migren hastalarının %15’inde baş ağrısından önce veya baş ağrısının başlangıcında görülen ortalama 20 dakika süren, göz önünde parlayan ışıklar, siyah noktalar, yüzde, elde ya da kolda uyuşma şeklinde semptomlar olabilir ve “migren aurası” olarak adlandırılır.

Migren Nedenleri ve Tetikliyicileri Nelerdir?

Migren sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte genetik ve çevresel faktörlerin birlikte rol oynadığı bir hastalıktır.

Ailede migren hastalığının olması migren gelişme riskini artırmaktadır.

Hormonal değişiklikler

İşlenmiş etler

Peynir

Çikolata,

Tuzlu işlenmiş gıdalar

Alkol

Kafein gibi gıdalar

Az su tüketimi

Uykusuzluk

Stres

Rüzgarlı hava

Doğum kontrol hapları gibi bazı ilaçlar

Yüksek sesler ve parlak ışıklar migren ataklarını tetiklemektedir.

Migren Tanısı Nasıl Konur?

Migren tanısı hastanın şikayetleri doktor tarafından dinledikten ve muayene edildikten sonra klinik olarak konulmaktadır. Bazı hastalarda diğer hastalıkların dışlanması için beyin MR görüntülemeleri ile tanı desteklenir.

Migren Nasıl Tedavi Edilir?

Migren tedavisi, ilaç ve ilaç dışı tedavi olmak üzere ikiye ayrılır. Tedaviye başlamadan önce hastaların hastalığın nedeni, belirtileri ve tedavisi hakında bilgilendirilmesi gerekir.

İlaç dışı tedavi yöntemi olarak düzenli uyku, beslenme, egzersiz, biyofeedback ve tetikcilerin farkında olarak bunlardan kaçınma gibi yaşam tarzı değişiklikleri çok önemlidir.

İlaç tedavisi ise atak tedavisi ve koruyucu tedavi olarak 2 alt gruba ayrılır. Atak tedavisine baş ağrısı sırasında alınan ve ağrıyı durduran basit ağrı kesiciler, migrene özgü ilaçlar (triptanlar), bulantı ve kusma önleyici ilaçlar dahildir.

Eğer hastanın ayda 2-3’ten fazla migren atağı oluyorsa veya seyrek ama uzun süreli ve günlük hayatı kısıtlayan ataklar varsa o zaman koruyucu tedavi başlanması gereklidir.

Koruyucu tedavi migren ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltmak için günlük olarak düzenli alınır. Koruyucu tedavide baş ağrısının şiddetine, sıklığına ve eşlik eden hastalıklara göre farklı ilaç seçenekleri mevcuttur.

Migren Botoksu Nedir?

Standart tedavilerden sonuç alamamış kronik migren hastalarında tedavi seçenekleri arasında GON blokajı ve botoks tedavisi bulunur.

Kronik migrenli hastalarda deneyimli nörolog ve algologlar tarafından belirlenen bölgelere yapılan botulinum toksini enjeksiyonlarının hastaların %70’inde baş ağrılı gün sayısında %50’den fazla azalma sağladığı gösterilmiştir.

Kliniğimizde de kronik migren hastalarına bu tedaviler uygulanmaktadır.

Migrenin Yaşam Kalitesine Etkisi

Migren ile yaşayan bireylerin yaşam kaliteleri zamanla ciddi oranda düşebilir. Bu nedenle sadece baş ağrısına odaklanmak yeterli değildir; bireyin ruh sağlığı, sosyal yaşamı, iş hayatı ve hatta aile içi ilişkileri de etkilenebilir. Migren tedavisi bir bütün olarak ele alınmalı, hastaya sadece ilaç değil, aynı zamanda psikolojik destek ve yaşam koçluğu gibi yardımcı yaklaşımlar da sunulmalıdır.

Vitamin ve Mineral Desteği: Yeni Yaklaşımlar

Son yıllarda yapılan araştırmalar, bazı vitamin ve mineral eksikliklerinin de migren ataklarını tetikleyebileceğini göstermektedir. Özellikle magnezyum, riboflavin (B2 vitamini) ve koenzim Q10 eksikliği migrenli bireylerde sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu nedenle hekim önerisiyle yapılacak takviyeler, atak sıklığını azaltmakta yardımcı olabilir.

Alternatif ve Tamamlayıcı Yöntemler

Ayrıca alternatif tedavi yöntemleri de migren yönetiminde destekleyici olarak kullanılabilir. Akupunktur, yoga, mindfulness (bilinçli farkındalık) ve meditasyon gibi tekniklerin migren üzerindeki olumlu etkileri, birçok çalışmada kanıtlanmıştır. Ancak bu yöntemlerin mutlaka uzman kontrolünde ve tıbbi tedavinin tamamlayıcısı olarak uygulanması gerektiği unutulmamalıdır.

Migren Günlüğü: Kişisel Takip ile Etkin Yönetim

Migrende beslenme de büyük bir rol oynar. Her bireyin migrenini tetikleyen gıdalar farklı olabilir. Bu yüzden hastaların bir “migren günlüğü” tutarak, hangi yiyecek ya da içeceklerin atağı başlattığını not etmesi önemlidir. Bu günlük, hekimle yapılan görüşmelerde doğru tedavi planlaması için kıymetli bilgiler sunar.

Kişiselleştirilmiş Migren Tedavisi Neden Önemlidir?

Unutulmamalıdır ki migren tedavisi kişiye özel olmalıdır. Her bireyin migren tipi, tetikleyicileri, yaşam tarzı ve vücut yapısı farklı olduğu için tek tip bir tedavi planı her hastada aynı sonucu vermez. Bu yüzden kişiselleştirilmiş yaklaşımlar, başarılı bir migren yönetimi için olmazsa olmazdır.

Erken Müdahale, Etkin Sonuç

Migren, doğru yönetildiğinde kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Hastalar, semptomlarını küçümsememeli ve mutlaka uzman bir hekime başvurarak, yaşam kalitelerini artıracak adımları zamanında atmalıdır. Bilinçli bir şekilde sürdürülen tedavi süreci, hem hastanın hem de yakın çevresinin hayatını olumlu yönde etkiler.

İÇİNDEKİLER

Önemli Yazılar