İÇİNDEKİLER
Erken Teşhis İle İyileşme Oranı Yüksek Kanser Türüdür. Bağırsakların ince bağırsaktan sonraki bölümü kalın bağırsak olarak adlandırılmaktadır. Son 15 cm lik bölümüne ise rektum denir. Kolon-rektum kanserlerinin görülme oranı erkeklerde 17’de 1, kadınlarda ise 18’de 1’dir. Kansere bağlı ölümlerde kolorektal kanserler 2. sıradadır. Kolorektal kanserlerin %90 ‘ı 45 yaş üzerindekilerde, %10-15 genetiktir ve erken yaşlarda görülebilmektedir.
Kolan Hospital Group Genel Cerrahi Uzmanı Prof.Dr.Sadık Yıldırım, kolon ve rektum kanserinin belirtileri, kimlerin risk altında olduğu, tanı ve tedavi yöntemleri ve bu kanser türünde erken teşhisin önemi ile ilgili bilgi verdi…
Kolon ve rektum kanseri erken evrede saptandığında hastalıktan tamamen kurtulmak mümkün olmaktadır. Bu nedenle 45 yaş ve üzerindekiler için her yıl gaitada gizli kan bakılması, 10 yılda bir total kolonoskopi yapılması önerilmektedir.
KOLON & REKTUM NEDİR?
Kolon ve rektum, sindirim sisteminin birer parçasıdır. Kalın bağırsak, ince bağırsaktan sonra gelen organlardır ve ortalama 1,5 m uzunluğundadır. Ters dönmüş U harfi şeklinde karnın sağ alt tarafından kör bağırsak ile başlar, yukarı çıkar ve karaciğer altından dönüş yaparak karnı yatay geçer. Sol üst köşede yerleşen dalağın altına gelir ve yine bir dönüş yaparak sol taraftan aşağı doğru yönelerek rektumla birleşir. Rektum, ortalama 15 cm uzunluğunda ve kalın bağırsağın genişlemesi sonucu oluşan sindirim sisteminin son kısmıdır.
KİMLER RİSK ALTINDADIR?
- İltihabi bağırsak hastalığı olanlar
- Taramalarda bağırsak polipi bulunanlar
- Fiziksel egzersizi az olanlar
- Obezite hastaları
- Yağlı ve lifsiz besleneler
- Sigara içenler
- Tip II şeker hastaları kolorektal kanser bakımından risk altındadır.
Ailede genç yaşta kolon-rektum, mide ve rahim kanseri olan kişiler için hastalık riski daha yüksektir.
Kalın bağırsak kanserlerinin % 90’ı bağırsakta oluşan poliplerin ileride kansere düşmesi ile meydana gelmektedir. Polip; bağırsağın iç yüzünü kaplayan mukoza dediğimiz örtüden çıkan kitleciklerdir. Bunlar 5-6 yılda kansere dönüşebilmektedir. Polipler genellikle geç dönemde yani kansere dönüştüğünde belirti vermeye başlar.
Poliplerin sadece küçük bir kısmı kansere dönüşmektedir. Ancak kanserlerin büyük bir çoğunluğu poliplerden geliştiği için oldukça dikkat edilmesi gereken bir konudur. Poliplerin görülme sıklığı yaşla birlikte artmaktadır. Birinci derece akrabalarında kolon kanseri olanlar ve daha önceki tetkiklerinde polip saptanan hastalar risk grubunu oluştururlar ve yakın takip gerekir. 2 cm’den büyük olan polipler tehlikeli olabilir ve cerrahi işlem gerektirmektedir.
Şiddetli ağrı, bağırsak tıkanıklığı, kilo kaybı gibi belirtiler polipler için genellikle geç dönem belirtileridir. Hemoroid ve anüste fissür (çatlak) gibi problemler benzer belirtilere sahip olması nedeniyle bazı hastalarda rektum kanserinin tanı ve tedavisinde gecikmelere neden olabilir. Bu belirtiler hem hastaları hem de nadiren hekimleri yanıltabilir. Genel olarak 40 yaş ve üzerinde makat bölgesinden olan kanamalarda rektum ve kalın bağırsak kanseri olasılığı iyi araştırılmalıdır. Ancak hemoroidler kanser belirtisi değildir.
KOLON & REKTUM KANSERLERİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Kolon kanseri, kolonda yer alan hücrelerde başlar. Hücre sayısı çoğaldıkça, halka gibi dairesel şekilde kolon etrafına yayılır. Erken tanı konması halinde, kanser hücreleri sadece kolon içi ile sınırlı olarak tespit edilebilir.
Kolon ve rektum kanserlerinin belirtileri:
- Anüsten kan gelmesi
- Dışkılama alışkanlığının değişmesi
- Uzun süre dışkıya çıkmama
- Karında ağrı, şişlik ve kitle hissi
- Demir eksikliği anemisi (gizli kan kaybı) olarak özetlenebilir.
Kolon kanseri tedavisinde başarıyı getiren en önemli kriter; erken teşhistir. Kanser erken evrede saptandığında hastalıktan tamamen kurtulmak mümkün olmaktadır. Bu nedenle 50 yaş ve üzerindekiler için her yıl gaitada gizli kan bakılması, 10 yılda bir total kolonoskopi yapılması önerilir. Her yıl bakılan gaitada gizli kan testi pozitif ise zaman kaybetmeden kolonoskopi yapılmalıdır. Dışkıda belirgin kan varlığı ya da dışkılama sonrası kan görülmesi durumunda mutlaka nedeni araştırılmalıdır. Bu kanamaların büyük bir çoğunluğunda neden hemoroid (basur) ya da anal bölgedeki çatlaklardır. Ancak kolon ve rektum kanserlerinin de önemli bulgularındandır.
TEŞHİS VE TEDAVİ SÜRECİ
Kalın bağırsak kanseri, tarama programları içinde yer alan bir kanser türüdür. Kanserden korumak ya da hastalığı erken evrede saptamanın en etkili yolu düzenli olarak yaptırılan kolonoskopi ve gaitada gizli kan incelemeleridir. Kolonoskopi, hafif bir anestezi altında kalın bağırsağın (yaklaşık 120 cm) ve ince bağırsağın kalın bağırsağa yakın 15-20 cm’lik bölümünün incelenmesidir. Hem mevcut bir tümörü erken evrede belirleme hem de kansere yol açabilecek polip ve benzeri sorunları daha kanserleşmeden tespit edip kişiyi kanser gelişiminden koruyabilecek özellikte bir işlemdir. İnceleme sırasında bağırsakta görülen normal dışı oluşumlardan biyopsi alınabilir, saptanan polipler çıkarılır. Böylelikle kanser önlenmiş olur. Yüzeysel kanserler büyük bir ameliyata gerek kalmadan bu işlem sırasında tamamen alınarak tedavi gerçekleştirilir.
50 yaşın üzerindeki her bireyin risk durumlarına, kişisel sağlık hikayelerine, aile öykülerine göre 10 yılda bir kolonoskopik incelemeden geçmeleri önerilmektedir. Kolon kanseri tanısı uzman hekimler önderliğinde bazı testler ile konur. Hastanın doktora başvurması ve fiziki muayenenin ardından sırasıyla aşağıdaki testlerin yapılması da önerilmektedir:
- Dışkıda gizli kan incelenmesi
- Radyolojik tetkikler
- Laboratuvar tetkikleri
- Kesin tanı için endoskopik tetkikler
Kolon kanserleri cerrahi olarak tedavi edilmektedir. Rektum kanserlerine ise ameliyat öncesi kemoterapi ve radyoterapi yapılmaktadır. Cerrahi tedavi çoğunlukla laparoskopik olarak gerçekleştirilmektedir. Hastaların büyük bir çoğunluğu 4-5 gün sonra evlerine dönebilmektedir. Ameliyat sonrası gerektiği durumlarda kemoterapi ve radyoterapi verilmektedir.
Taramalar Kolon-Rektum Kanserlerini %85 önlemektedir. Hastalık, erken evrede yakalanırsa başarıyla tedavi edilebilir. Bu kanserlerden ölümler son 20 yılda çok önemli oranda azalmıştır. Bu azalmanın nedeni; tarama testlerinin uygulanması ile erken tanı konulan olguların artması, diyet bilinci, ameliyatların daha başarılı ve düşük komplikasyonla yapılması, etkin kemoterapi ilaçlarının kullanıma girmesi ve etkin radyoterapidir.
KOLON KANSERİNDEN KORUNMAK İÇİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
- Kolon kanserini tam anlamıyla engellemek henüz mümkün olmasa da uygun olmayan beslenme, hareketsiz yaşam, obezite, sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklara dikkat ederek kolon kanseri riski azaltılabilir. Bunun için bazı yaşam değişiklikleri yapılmalıdır. Bunlar;
- Kalın bağırsak kanseri sağlıksız beslenme ile doğrudan ilişkilidir. Meyve, sebze ve baklagiller bakımından zengin gıdalarla beslenmek, kanseri riskini azaltmakta faydalıdır. Özellikle aşırı yağlı yiyecekler, hayvansal yağ tüketimi ve kırmızı et ağırlıklı beslenme kalın bağırsak kanserine davetiyedir.
- Düzenli egzersiz yaparak birçok kanser türünde olduğu gibi kolon ve rektum kanseri riski de azaltılabilir. Egzersize vakit bulunamama durumu fazlasıyla bahane konusudur. Ancak günlük veya sabit aralıklarla düzenli bir şekilde yapılan yürüyüş en iyi egzersiz seçeneğidir.
- D vitamini ve kalsiyum, kolon kanseri dahil bazı kanser türlerini önlemede önemli bir rol oynamaktadır.
- Prekanseröz poliplerin belirlenmesi içinde uygulanan tarama sayesinde, kanserin gelişimi önlenebilir. Tespit edilen poliplerin alınması, daha sonra gelişecek kanseri engelleyebilir.
- Koruyucu cerrahi müdahale, kolorektal kanser riski çok yüksek olan ve yoğun polipli hastalar için önerilebilir. Bu ameliyatta, kanser gelişimi görülmeden önce, kolon bazen de rektum alınır. Ancak, bu tür bir ameliyat sadece kolon ve rektum kanseri riski yüksek hastalar için geçerli olabilir.
- Alkol kullanımının ve sigara tüketimi kolon ve rektum kanserinde artışa yol açtığı yapılan araştırmalarda ispatlanmıştır. Özellikle karaciğer ve yemek borusu kanseri sigara ile ilişkili olmakla birlikte kolon kanserine hem zemin hazırlıyor hem de kanserli kişilerde tümörün büyümesini ve metastaz yapmasını kolaylaştırıyor.
- Yoğunluk ve sürekli stres; bağışıklık sistemini çökerterek hem enfeksiyonlara hem de kansere karşı direnci azaltmakta. Diğer taraftan düzenli uyku da kanserden korunmada önemli rol oynamaktadır.