
- Baba adayı, çoğunlukla çocuk bekleyen, yeni evlenmiş erkek olarak tanımlanabilse de aslında tüm erkekler baba adayıdır.
- Eşlerin birlikte katıldığı “Doğum Öncesi Eğitim”lerde, “Baba adayı denildiğinde aklınıza neler geliyor?” sorusuna erkekler: “Çalışır, eve bakar, eşini kontrollere götürür, alışveriş yapar, dışişlerini halleder, aileyi korur, vb” yanıtlar vermektedir.
- “Neden evlenir, çocuk sahibi oluruz?” Sorusuna verilen yanıtlar: “Doğal içgüdü, ihtiyaç, toplumda kabul görmek için, neslin devamı için, aile çocuksuz olmaz” gibi olmuştur.
- Baba adayları, eşlerinin hamile olduğunu öğrendiklerinde neler hissederler? Neler düşünürler? Heyecan, coşku, kaygı, sevinç, endişe, sorumluluk, keyif, gurur, vb duyguların hissedildiği ifade edilmektedir.
- Eşin hamile olması erkeklerin yaşamında neleri değiştirir? İş yaşamı (mesai artışı, ek iş), evin gereksinimleri değişir, eşin gereksinimleri ve yakınmaları ortaya çıkar, beklentiler ve planlar değişir.
- İdeal babanın sizce nasıl olması gerekiyor? Eşinize, akrabalarınıza, içinde yaşadığınız topluma göre bir baba/ baba adayı nasıl olmalıdır?
- Böyle mi olmalı: Para kazanan, sevecen, şefkatli, güleç, çalışkan, sağlıklı, sorumluluk sahibi, ilgili, özenli, otoriter, güçlü, cesaretli…
- Bir baba/ baba adayının bunların hepsini yapabilmesi olası mıdır? Olası değildir, yani ideal bir baba tipi yoktur! Ancak yine de karşılaşılabilecek sorunlarla baş edilmesi gerekecektir ve yapılabilecek şeyler vardır.
- Bunun için, baba/ baba adayı kendi duygu, istek ve beklentilerinin farkında olmalı; bunu eşine onu incitmeden ifade edebilmelidir. Bu, ben dili ile sağlanabilir. Örneğin, “Böyle düşünüyorum, buna üzüldüm, bundan rahatsızlık duydum”… gibi. Eşinin benzer istek, duygu ve beklentilerini almalı, etkin dinlemeli, aile için mutlulukta iletişimin önemini anlayabilmelidir.
- Bağırma, şiddet uygulama, ağlama, korkma, başını eğme, işsiz olma, parasız olma, hasta olma, güçsüz olma, sürekli TV izleme, sık sık kahveye gitme…olumlu özellikler değildir.
- Babalar ve baba adayları kendi duygu, düşünce, beklenti, istek ve durumları ile yüzleşmeli, beklentilerinin, isteklerinin gerçekliğini kendi kendine tartışabilmelidir.
- Çocuk doğduktan sonra babaların yaşamında ne gibi değişiklikler olur?
- Doğum sonrası baba, eşine yardımcı ve destek olurken ailesinin bu yeni döneminde kendisinin ne kadar önemli olduğunun farkına varmalıdır. Babada uyku sorunları, işle ilgili sorunlar, evin düzeninin değişmesinden rahatsızlık duyma, eş ile ilişkisinde değişim (ilgide, cinsellikte azalma), kaygı, stres, sevinç, heyecan, ziyaretçilerle ilgilenme gereği gibi sorunlar ortaya çıkar.
- Anne gebeyken ve doğum sonrası gebelikten korunma ile ilgili birlikte plan yapılabilmelidir. Doğumdan hemen sonra gebe kalma olasılığı düşündüğünüzden daha çoktur! Doğum aralarının iki yıldan daha fazla olması anne çocuk sağlığı ve yaşam niteliği bakımından önemlidir.
- Babanın kendi babası ile ilişkisi babalık rolünü nasıl etkiler? Kendisinin babasından gördükleri ve çocuğuna vermek istedikleri arasında ne gibi farklar vardır? Bir babanın çocuğuna bırakacağı miras, onunla geçirdiği nitelikli zamanlar, onunla kurduğu ilişki ve iletişimdir. Babanın çocuklarıyla geçireceği zamanlar, onunla daha anne karnından başlayarak kuracağı ilişki, ailenin mutlu olması için önemlidir. Suçlayıcı “sen” dili yerine “ben” dili kullanmak, etkin dinlemek, yardımcı olabilir.
- ANA MESAJLAR:
- Her baba adayı benzer duygular içindedir.
- Babalar, babaları gibi olmak zorunda değildir!
- İdeal bir baba olamasa da bir erkeğin baba olarak yapabileceği çok şey vardır!
- Babanın duygu, düşünce ve isteklerini nasıl ifade ettiği önemlidir.
- Anne- çocuk ilişkisinin erişkin yaşamda ruh sağlığı açısından önemi bilinmektedir. Kanıta dayalı yeterli araştırma olmamakla birlikte, baba- çocuk ilişkisinin tüm çocukluk çağlarında ve erişkin yaşamında önemi yadsınamaz. Babaları ile nitelikli ilişkisi olan, istismara ve ihmale uğramayan kız çocuklarının erişkin dönemde de karşı cinsle ilişkilerinin daha sağlıklı olabileceğini söyleyebiliriz.
- Kaynak: İstanbul Tıp Fakültesi Kadın ve Çocuk Sağlığı Eğitim ve Araştırma Birimi’nin hazırladığı Doğum Öncesi Eğitim kitabından yararlanılmıştır.