
VARİS NEDİR? HANGİ YAŞ GRUPLARINDA GÖRÜLÜR?
Varis, yüzeysel toplardamarların uzayıp, büklümlü, geniş hale gelmesi ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Türkiye’de hastalığın görülme sıklığı ile ilgili olarak yapılmış bir çalışma olmasa da; 50 yaş üzerinde kadınlarda yüzde 20, erkeklerde ise yüzde 15 civarında gözlendiği düşünülmektedir.
Günümüzde özellikle kadınlarda hormonal durumlar, hareketsiz yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları gibi etkenler varis oluşumuna zemin hazırlıyor. İlerlemiş varislerin tedavisinde ise Endovenöz Lazer Ablasyonu ve Radyofrekans Ablasyonu yöntemleri iyileşme oranını artırıyor.
ERKEKLERDE DE VARİS GÖRÜLÜRMÜ?
Kadınlarda, daha fazla oranda gözlenmekteyse de, son zamanlarda yaşam biçimindeki değişim nedeniyle erkeklerde de artan sıklıkta gözlenmektedir. Günümüz yaşam koşullarında ortaya çıkan en büyük değişim, hareketsizlik ve fast-food tüketiminin artmasıdır.
Hareketsizlik, sonucunda, bacak–kas pompasının aktif fonksiyonu engellenmektedir. Fast–food tüketiminin artışı da kabızlık şikayetlerinin ortaya çıkmasını ve buna bağlı olarak bacak toplardamarlarına ayrıca yük binmesine neden olarak, varis gelişimine alt yapı hazırlamaktadır.
KADINLARDA HORMONAL DEĞİŞİMLER VARİSE NEDEN OLUYOR
Özellikle kadınlarda gebelikte, adet öncesi dönemde ve menopozda ortaya çıkan hormonal değişim sıklıkla varise neden olmaktadır. Kadın hormonları, genellikle toplardamarda genişlemeye neden olur.
Hormon replasman tedavisi veya doğum kontrol haplarının kullanımı varis gelişimine neden olmaktadır. Tüm bunlar dışında; genetik faktörler, obezite, kabızlık, ileri yaş, uzun sürede ayakta ve ya sabit pozisyonda durma, bacak yaralanması, yüzeysel toplardamar iltihabı ve doğumsal sorunlar varis oluşuma neden olabilmektedir.
GECELERİ BACAKTA KRAMP OLMASI VARİS HABERCİSİ
Bacakta; özellikle ayakta durma sonrası veya gece uykuda ortaya çıkan ağırlaşma, ödem, şişme, özellikle geceleri dinlenme sırasında ortaya çıkan kramp, uzun süreli yürüme sonrasında ve dinlenme sırasında bacaklarda kasılma varis belirtileri arasında yer almaktadır.
Tüm bunlar dışında; bacakta yüzeysel damarlarda belirginleşme, ayak bilek seviyesinde iç tarafta renk değişimi, ciltte kahverengi renk oluşması, İleri dönemde ve cilt altı dokusunda kalınlaşma gibi belirtiler de varisin habercisidir.
VARİSTEN KORUNMAK İÇİN GÜNLÜK HAYATTA YAPILACAKLAR NELERDİR?
Varislerden korunma amacıyla günlük hayatta yapabileceklerimiz;
HAREKET EDİN
Bu sayede baldır–kas pompasını aktif bir şekilde kullanarak, aralıklı olarak toplardamar içi kan akımının devamlılığını sağlamış oluruz.
BOL VE RAHAT GİYSİLER
Toplardamar kan akım devamlılığını sağlamakta faydalıdır. Özellikle, dar kemer takmamak ve sıkan çorap giymemek önemlidir.
YÜKSEK TOPUK GİYİNMEYİN
Ayakkabı topuğunun yüksekliğinin 7-8 santimden uzun olması halinde, baldır–kas pompası fonksiyonel olarak devre dışı kalacaktır. Bu nedenle, gündelik hayatta uzun süreli topuklu ayakkabı giyilmemelidir.
SİGARA İÇMEYİN
Pek çok hastalıkta olduğu gibi serbest radikaller olarak adlandırılan ve dokularda tahribat yapan maddelerin salınımlarına neden olduğu için sigara içilmemelidir.
DOĞRU BESLENME
Toplardamar kapakçık destek bağ dokusunun azalması ile karakterize bir durum olan varis hastalığında, kollajen ve elastin olarak adlandırılan proteinlerden zengin beslenme faydalı olacaktır. Benzer şekilde, doğru beslenme obezite ve buna bağlı gelişen varisi de önleyecektir.
VARİS ÇORABI KULLANIN
Yüzeysel toplardamarlara dışarıdan baskı ve baldır– kas pompasının aktif olarak kullanımını sağlayan varis çoraplarının giyilmesi, hastalığı önleme anlamında faydalı olacaktır.
HORMONLARA DİKKAT
Hormon ve doğum kontrol haplarının kullanımları kontrollü olmalı. Özellikle kadın hormonları içeren bu tür ilaçların, toplardamarlar üzerinde genişletici etkileri belirgindir.
VARİS TEDAVİSİNDE LAZER VE RADYOFREKANS YÖNTEMLERİ
Varis teşhisi konduktan sonra uzman tarafından değerlendirilmelidir. Tedavi geciktiğinde derin damarlarda pıhtılaşma, akciğer embolisi, yüzeysel damar iltihabı, ayak bileğinde ülser gibi durumlarla karşılaşabilir.
Varis hastalığının teşhisi; hastanın öyküsü ve fizik muayenesinden sonra venöz doppler ultrasonografi yöntemi ile yapılmaktadır. Varisler, uygulanan tedavi yöntemine bağlı olarak tekrarlama potansiyeline sahiptir.
Tedavi yöntemleri içerisinde en başarılı olanlar endovenöz lazer ablasyonu ve radyofrekans ablasyonu’dur (toplam başarı oranları yüzde 95–98).
Endovenöz ablasyon yöntemi; minimal invaziv bir yöntem olup, erken dönemde hastanın mobilize edilmesini sağlaması ve aynı günde hastanın taburcu edilmesi nedeniyle son yıllarda popülaritesi artmış bir yöntemdir.
Endovenöz lazer ablasyonunda enerji kaynağı olarak lazer enerjisi kullanılır. Endovenöz radyofrekans ablasyonunda ise enerji kaynağı olarak radyofrekans dalgalar kullanılır.





