İÇİNDEKİLER
- PANİK ATAK NEDİR?
- KAYGILAR HER ZAMAN KORUYUCUMUDUR?
- PANİK BOZUKLUK NEDİR?
- PANİK ATAK BELİRTİLERİ NELERDİR?
- PANİK ATAK İLE KARIŞTIRILAN DURUMLAR
- HER PANİK, PANİK BOZUKLUĞUNA DÖNERMİ?
- PANİK BOZUKLUK ÖMÜR BOYU SÜRERMİ?
- PANİK BOZUKLUK TEDAVİ EDİLMEZSE NE GİBİ SORUNLAR MEYDANA GELİR?
- PANİK ATAK BAŞVURU VE TEDAVİSİ
PANİK ATAK NEDİR?
Panik atak bir kaç dakikadan bir kaç saate kadar sürebilen, ani olan, yoğun korku veya kaygı/ endişe nöbeti olarak bilinir. Panik atak herhangi bir zamanda veya herhangi bir durumda ortaya çıkabilir. Herkes hayatının bir döneminde bunu deneyimleyebilir. Yaşanılan sıkıntının şiddetini en iyi bunu deneyimleyen kişiler bilebilir. Panik atakta tabloya hakim olan ve sonraki süreci etkileyen duygu kaygıdır.
- KORKU VE KAYGI
Korku ve kaygı herkesin her dönem yaşayabileceği, temelde fizyolojik olan birer uyarı sinyalleridir. Yaklaşan bir tehlikeye karşı kişiyi uyarır ve bu tehlikeye karşı tedbirler almasına olanak tanır. Korku ve kaygı temelde benzerdir ama birbirlerinden farklı yönleri vardır. Korku bilinen, dışarıdan gelen, belirgin olan bir tehdide yanıt olarak ortaya çıkan bir duygudur.
Kaygıda ise tehdit kaynağı bilinmez, içeriden gelir ve belirsizdir. Karşıdan karşıya geçerken hızlı bir şekilde üzerinize gelen bir arabanın sebep olduğu duygu ile yeni insanlarla tanışmak için ilk defa girdiğiniz bir ortamda hissettiğiniz belirsiz sıkıntı hissi şeklinde düşünülebilir. Korkunun ani olarak ortaya çıkması, kaygının ise sinsi bir şekilde ortaya çıkması temel fizyolojik farklılıklardır.
- NORMAL KAYGI
Hemen herkesin yaşayabildiği süre ve şiddeti kişiye ve duruma göre değiştiği hoş olmayan, belirsiz bir endişe halinin olduğu, çoğunlukla baş ağrısı, göğüste sıkışma hissi, huzursuzluk, yerinde duramama, çarpıntı gibi belirtilerin olduğu bir duygudur. Hissedilen duygu olarak hoş olmayan bir duygudur ama sonucu itibariyle yaşam kurtarıcıdır.
KAYGILAR HER ZAMAN KORUYUCUMUDUR?
Kaygı vücudun hayat kurtarıcı fonksiyonlarını harekete geçirerek (kalp-damar sistemi, solunum sistemi-otonom sinir sistemi, hareket sistemi) tehlikeli durumu önlemeye çalışır veya onun olası sonuçlarını azaltır.Kaygıyı yaşayan bir kişide 2 ana belirti grubu vardır;
- Kişi ortaya çıkan çarpıntı, terleme gibi fizyolojik belirtilerinin farkındadır.
- Kişi endişelendiğinin ve ya kaygılandığının bilincindedir.
Kaygı normalde uyum sağlayıcı bir durumdur. Ancak bazı durumlarda kaygının şiddetinde ve süresindeki düzensizlikler uyum bozucu olur ve bazı psikiyatrik bozuklarının temelini oluşturur. Kaygı bozuklukları olarak da bilinen bu bozukluklar: Panik bozukluk, sosyal kaygı bozukluğu (sosyal fobi), yaygın kaygı bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu.
PANİK BOZUKLUK NEDİR?
Yaklaşmakta olan ve ölüm hissine benzer duygunun eşlik ettiği ani ve şiddetli kaygı atakları panik bozukluk olarak bilinir. Bu kaygı atakları günde bir kaç ataktan bir yıl boyunca sadece bir kaç atağa kadar değişen sıklıkta ortaya çıkar. Panik bozukluk hastalarında agorafobi olarak da bilinen bulunduğu ortamdan çıkamayacakmış gibi (pazar alanları, AVM, otoparklar) korku veya kaygı durumları yaşanabilir.
PANİK ATAK BELİRTİLERİ NELERDİR?
- Çarpıntı
- Terleme
- Titreme
- Nefes almakta güçlük veya nefesi yetmeyecekmiş gibi olma
- Boğuluyormuş gibi olma
- Göğüs ağrısı veya sıkıntı hissi
- Bulantı veya karın ağrısı
- Vücutta sıcaklık hissi
- Baş dönmesi, kafada uyuşma
- Ellerde veya kollarda uyuşmalar
- Çevresinde veya kendisinde farklılık hissetme
- Kontrolünü kaybedecekmiş veya çıldıracakmış gibi olma
- Ölüm korkusu
Panik bozukluk tanısı için, yukarıdaki belirtilerden 4 veya daha fazlasının oluşması, dakikalar içinde şiddetlenen beklenmeyen ve tekrarlayıcı olan panik ataklar olmalıdır. Kişide tekrar atak geçirme ve olası sonuçları konusunda aşırı bir kaygı olur ve bazı kaçınma davranışları gelişebilir. (toplu taşıma kullanmama, evden yalnız çıkmama, egzersizden kaçınma.)
PANİK ATAK İLE KARIŞTIRILAN DURUMLAR
Panik atak yaşayan kişiler başlangıçta ne olduğunu idrak edemezler, tam bir kaos hali vardır, ilk olarak akla kardiyolojik ve/veya nörolojik bir hastalık varmış gibi düşünülür ve başvuru bu bölümlere olur. Panik bozukluk hastalarında oluşan belirtilerden bazıları başka tıbbi hastalıklarda da olabilir. Bazı kalp damar hastalıkları (kansızlık, hipertansiyon), solunum sistemi hastalıkları (astım), nörolojik hastalıklar (migren, epilepsi, beyin damar hastalıkları, vertigo), endokrin sistem hastalıkları (şeker hastalığı, kan şekeri düşüklüğü, troid hastalıkları), madde zehirlenmeleri (esrar, kokain, alkol), B12 eksikliği ve enfeksiyonlar.
Yukarıdaki durumlar hem panik ataklar için tetikleyici olabilir aynı zamanda eş zamanlı olarak panik ataklara eşlik edebilir. O yüzden ayrıntılı bir tıbbi inceleme yapılması gerekmektedir.
HER PANİK, PANİK BOZUKLUĞUNA DÖNERMİ?
- Herkes hayatın herhangi bir döneminde panik atak geçirebilir
- Kişinin birinci derece akrabalarında veya yakınlarında kaygı bozukluğu öyküsü bulunması
- Stresli yaşam olayları (özellikle yakınlarından birini kaybetme)
- Çocuklukta veya erişkin dönemde travmatik olaylara maruz kalma gibi, eşlik eden depresyon
- Madde kullanım öyküsü
- Sosyal destek eksikliği gibi faktörler sonraki dönemlerde tekrar panik atak geçirmeye ve ya panik bozukluk gelişimine zemin hazırlayan risk faktörleridir.
PANİK BOZUKLUK ÖMÜR BOYU SÜRERMİ?
Panik bozukluğun seyri her ne kadar hastalar arasında farklılık gösterse de genelde süregiden bir rahatsızlıktır.
Net olmamakla birlikte yapılan bazı çalışmalarda yaklaşık olarak %30-40’lık bir hasta grubunda sonraki dönemlerde belirtilerin kaybolduğu, %50’lik bir grupta yaşamlarını belirgin derecede etkilemeyecek kadar şiddette hafif derece belirtilerin bulunduğu, %10-20'lik grupta ise kayda değer derecede olmak üzere belirtilerin ve ya atakların devam ettiği şeklinde olduğu düşünülür.
Birinci veya ikinci ataktan sonra hastaların kaygıları nispeten azalır. Ancak tekrarlayan ataklar ile beraber olan belirtiler ana sorun olmaya başlar.
Hastalar başlangıçta atak geçirdiklerini gizlemeye çalışırlar ancak açıklanamayan bazı davranış değişiklikleri yakın çevre ve sosyal çevresi için endişe kaynağı olur. Atakların sıklığı ve şiddeti dalgalı bir seyir alabilir. Gün içinde bir kaç ataktan ayda bir kereye kadar değişen aralıkta ataklar olabilir. Alkol ve diğer madde kullanımı bu hasta gruplarında artar.
Sosyal yaşam, aile yaşamı ve iş yaşamında ciddi derecede işlevsellik kaybı ortaya çıkar. Hastaların sosyal, aile veya iş çevresinde gerek bilgi eksikliğinden dolayı basit bir durum olarak algılanması, gerekse yaşanan sıkıntının şiddeti konusunda empati eksikliği olması kişide yetersizlik veya eksiklik hissine sebep olabilir.
PANİK BOZUKLUK TEDAVİ EDİLMEZSE NE GİBİ SORUNLAR MEYDANA GELİR?
Diğer kaygı bozukluklarında da olduğu gibi panik bozukluk tedavi edilmezse sosyal yaşamda aile yaşantısında ve iş yaşantısında ciddi iş gücü kayıplarına yol açar.
Kendisi depresyonu tetikleyebileceği gibi mevcut depresif belirtileri arttırarak unutkanlık ve dikkat eksikliği, uykusuzluk, yorgunluk, hatta bazen ölüm düşünceleri gibi belirtilere de sebep olur. Yaşanan sıkıntıyı azaltmak için alkol ve madde kullanım riski de artabilir.
Tıbbi açıdan ayrıca hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalığı gibi rahatsızlıklara zemin hazırlayabileceği gibi bu hastalıkların mevcut belirtilerini de artırabilir.
PANİK ATAK BAŞVURU VE TEDAVİSİ
Panik atak yaşayan kişide öncelikli olarak bu durumu açıklayabilecek ve ya bu durumu tetikleyebilecek olası tıbbi nedenlerin tespiti ve tedavisi için genel dahili muayene yapılmalıdır. Daha sonra hastaların bir ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanına başvurmaları önerilir.
Görüşmede hasta ve yakınlarına durumla ve süreçle ilgili bilgi verilmesi en öncelikli olan durumdur. Bilgilendirme yapılması hem kaygıları azaltır, hem yakınların desteğini artırır, hem de beklentiler ve tedavi süreci ile ilgili belirsizlikleri azaltır.
Çoğu hasta tedavi ile belirtilerde dramatik bir şekilde iyileşme gösterir.
Mevcut tedavi yöntemleri arasında ilaç tedavisi ve psikoterapinin beraber yürütülmesi en başarılı sonucu verir.