SU VE BESİNLERLE BULAŞAN HASTALIKLARDAN KORUNMANIN YOLLARI

Şehirlerdeki çeşme sularının vücut temizliği açısından herhangi bir sakıncası yoktur. Gün içerisinde eller, yüzler yıkanabilir ve banyo yapılabilir.

Ancak bu suların içilmesi oldukça sakıncalıdır ve istenmeyen hastalıklara sebep olabilir. Yemek, çay, kahve yapımında kullanılacaksa da iyice kaynatılmalıdır.

Şehirlerdeki şebeke suları içme suyu olarak tüketildiği zaman, bağırsak hastalıkları kişinin hayatını kabusa çevirecektir. Dizanteri, kolera, tifo, bağırsak paraziti, brucella gibi bağırsak hastalıkları kirli sular aracılığıyla insanlara bulaşmaktadır.

Afrika ülkelerinde temiz suya ulaşmak oldukça zordur o yüzden dünyada en çok bağırsak hastalıklarının görüldüğü ülkeler Afrika ülkeleridir. Son zamanlarda ülkemizin de katkıları ile Afrika’da su kuyuları açılmaktadır ve bu sayede bağırsak hastalıkları giderek azalmaktadır. 

MEYVE VE SEBZELERİN İYİ YIKANMAMASI KÖTÜ SONUÇLAR DOĞURUYOR

Meyve ve sebzelerin üzerinde göz ile görülmeyen birçok zararlı bakteri ve mikrop bulunmaktadır. Yani baktığınız zaman tertemiz görülen ve adeta pırıl pırıl parlayan bir elma aslında o kadar da masum değildir. Gözleriniz sizi yanıltmamalı, meyve ve sebzeler bol su ile yıkanmalıdır.

Birçok meyve doğası gereği bir kabuğa sahiptir bu kabuk içerisindeki meyveyi bakteri ve mikroplardan korumaktadır. Yıkayıp, soyduktan sonra gönül rahatlığı ile tüketebilirsiniz.

Ancak bazı meyveler kabuğuyla birlikte lezzetlidir ve kabuklarında oldukça faydalı vitaminler bulunmaktadır. Bu tarz meyveleri bol su ile iyice yıkadıktan sonra kabukları ile birlikte tüketebilirsiniz.

Bazı sebzeler tıpkı meyveler gibi kabukludur, iyice yıkadıktan sonra kabukları soyularak ya da soyulmadan tüketilebilir. Ispanak, marul, roka, lahana, maydanoz gibi sebzeleri mikroplardan koruyan herhangi bir kabuk yoktur.

Bu sebzeler çok daha fazla miktarda mikrop ve bakteri içermektedir. Özellikle pişirilmeden tüketilen sebzelerin temizliğine fazlası ile özen gösterilmelidir.

BEBEKLER ANNE SÜTÜ İLE BESLENMELİDİR

Yetişkin insanların bağışıklık sistemleri oldukça kuvvetlidir. Ancak bebeklerin bağışıklık sistemleri yeterince güçlü değildir ve bu sebeple vücutları mikroplara karşı dayanıksızdır. Anne sütü en az mikrop içeren besinlerden birisidir.

O yüzden bebeklerin öncelikli olarak anne sütü ile beslenmeleri gerekmektedir. Meyve ve sebzeler ile hazırladığınız bir mamada kullandığınız malzemeleri ne kadar yıkarsanız yıkayın içerlerinde az da olsa mikrop ve bakteri barındıracaklardır.

Az miktarda bakteri ve mikroplar yetişkinleri etkilemese de bebekler için sakıncalıdır. O yüzden bebekler, belli bir gelişime ulaşana kadar anne sütü ile beslenmelidir.